08-21 Ekim 2013 tarihleri arasında Nepal'de Kathmandu, Chitwan ve Pokara'yı kapsayan gezim sırasında, 12 Ekim 2013 tarihinde Kathmandu'da yer alan ve seyahatimin belki de en ilginç bölümünü oluşturan “Pashupatinath Tapınağı” hakkında izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum…
Pashupatinath Tapınağı, Katmandu’nun vadisinin 5 km. kuzeydoğusunda, Ganj
nehrinin bir kolu olan Bagmati Nehri kıyısında yer alan Hinduların haç merkezi.
Dünyadaki sayılı Hindu tapınaklarından birisi olup, en büyük Tanrı Şiva
tapınağı kabul ediliyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan tapınak
kompleksi 264 hektar alan üzerine kurulu. Bu alanda toplam 518 adet tapınak ve
çok sayıda Hindu tanrı ve tanrıçasına figürler ile binlerce Tanrı Şiva heykeli
bulunmakta. Ana tapınak, altın çatısı ve büyük gümüş kapılarıyla pagoda mimari
stiline göre inşa edilmiş.
Dünyanın
her yerinden binlerce ziyaretçi çeken tapınakta ölüler, yakılarak külleri
Bagmati nehrine dökülmekte. Tapınakların içine sadece Hinduların girmesine izin
veriliyor. Tapınak bölgesine giriş ücreti 1.000 Nepal Rupisi.
|
Pashupatinath Tapınağı |
Tanrılar tarafından yapıldığına inanılan tapınağın inşa tarihi hakkında pek çok efsane mevcut. Kimleri 15. yy’da Lichhavi Kralı Shupuspa tarafından inşa edildiğini söylerken, kimileri de 11.yy’dan kalma el yazmalarında tapınaktan bahsedildiğini söylüyor.
Tapınak
alanına Bagmati nehri kıyısında yer alan kapıdan giriyoruz. Kapının girişinde
hediyelik eşya satan dükkanların yanı sıra, Hindu ayinlerinde ve
festivallerinde kullanılan yüzlerine özellikle alınlarına sürülen boyaların
satıldığı ufak dükkanlar da mevcut.
|
Pashupatinath Tapınağında |
|
Pashupatinath Tapınağında |
Nehir boyunca yürümeye devam ediyoruz ve henüz neyle karşılaşacağımız hakkında da bir fikrim yok. Önce nehirde yıkanan, çocuklarını ve çamaşırlarını yıkayan kadınları görüyorum. Başta bunlar bana gayet normal ve doğal geliyor.
|
Pashupatinath Tapınağı, Bagmati Nehri |
Daha
sonra suyun içinde oynadıklarını zannettiğim çocukları görüyorum.
|
Pashupatinath Tapınağı, Bagmati Nehri |
Bu arada
karşımıza yüzleri ve gözleri boyalı, kılıkları son derece canlı ve renkli Hindu
din adamları yani Sadular çıkıyor. Bu insanların din adamı olduklarına inanmak
gerçekten çok güç. Adeta sirkten çıkmış gibi bir görüntüleri var ve
eğlenceliler. Ücret karşılığında sizinle hemen fotoğraf çektiriyorlar.
|
Pashupatinath Tapınağında Sadularla Birlikte |
Sadular kendini dünya nimetlerinden çekmiş ya da yoga yapan
kişiler olarak tanımlanıyor. Hinduizme göre bu kişiler hayatın ilk üç amacının
(karma=eğlence, artha=pratik amaçlar, dharma=görev) peşinden koşmaya boş vermişler.
Sadular kendilerini sadece meditasyon yoluyla moksha'ya (özgürlüğe)
erişmeye ve tanrıyı düşünmeye adamışlar. Genellikle vazgeçişi sembolize eden
okre renk kıyafetleri tercih ediyorlar. Kadın olanlarına sadvi deniyor.
Sadular tüm maddi ve cinsel bağlarını bırakarak
Hindistan'ının dört bir yanındaki mağara, orman ve tapınaklarda yaşıyorlar. Hindistan'da
yaklaşık 4-5 milyon sadu yaşamakta. Karma etkisinin
ortadan yok olması için, kendilerine acı çektirmek amacıyla, zor pozisyonlar
alarak o şekilde senelerce durabiliyorlar. Toplumu koruduklarına inanıldığından
halkın çoğu onlara yiyecek temin ederek destek olmaktalar. Sadular asla sadaka
kabul etmiyorlar ancak kendisine sadu görüntüsü vermiş pek çok dilenci bu
imajla para kazanıyor. Bu arada
sadece Sadular öldükten sonra yakılmıyor, gömülüyorlarmış.
Saduların
fotoğrafını çekmek ve onlarla fotoğraf çektirmekle o kadar meşgulüm ki hala
karşı kıyıda olan bitenin farkında değilim. Bu arada etrafımız da bir o kadar
kalabalık. Daha sonra nehrin üstündeki köprüyü ve koşuşan maymunları görüyorum.
Köprüden suda oynaşan çocukların yansımalarını daha iyi çekebileceğimi
düşünerek köprüye gidiyorum. İşte o anda ne olduğunu birden kavramaya
başlıyorum.
Karşıma
çıkan manzara eller üstünde dört kolla taşınan bir ölü. Ölüyü kıyıdaki yakma
alanına taşıyorlar. Ölü kefen içinde ancak ayakları ise pembe bir kumaşla
bağlanmış, üstü turuncu renkli bir kumaş ile örtülmüş ve onun üstünde ise ipe
dizilmiş sıra sıra turuncu çiçekler. Bu renkleri ölüm ile bir arada
çağrıştıramıyorsunuz.
|
Pashupatinath Tapınağında Ölü Yakma Töreni |
Sonraki
sahne ise ölüyü kıyıda daha önceden hazırlanmış odunların üzerine koyarak
yakmak. Alevlerin arasından yakılan kişinin ayağını rahatlıkla seçebiliyorum. Bir
kişinin yanması yaklaşık üç saat kadar sürüyormuş. Her yerden dumanlar
çıkmasına rağmen ben çok fazla koku almıyorum.
|
Pashupatinath Tapınağında Ölü Yakma Töreni |
Bir
sonraki sahne ise ölünün küllerini suya dökülmesi, ölü yakma yerinin hemen
altında yıkanan belki de bir nevi abdest alan bayanlar ve sudaki çocukların
küllerin içinden ölen kişiye ait değerli takı,
altın diş vb. aramaları. İşte burası “SÖZÜN BİTTİĞİ YER”.
|
Pashupatinath Tapınağı, Bagmati Nehri ve Ölü Yakma Töreni |
Bu defa köprünün diğer tarafına bakıyorum. Orada da bir başka ritüel devam ediyor. Ölen kişinin yakınları ölüyü nehir kıyısında nehrin suyu ile kutsuyor, ayaklarına başını ıslatıyorlar. Biraz daha dikkatli bakınca ölenin ufak bir kız çocuğu olduğunu görüyorum. Hinduizm’e göre yakılmadan önceki son vecibeleri yerine getiriliyor. İlginç olan ölünün yakınlardan ağlayan hiçbir insan görmüyorum.
|
Pashupatinath Tapınağında Ölü Yakma Töreni |
Dikkatimi
çeken bir diğer nokta da nehrin karşı kıyısında gerçekten kast sistemi göre
yani sınıf, statü ve renk esas alınarak nehrin üst bölümlerinde sınıflandırma yapılmış
ve ibadetler burada yerine getiriliyor. Bu manzarayı karşı kıyıda daha fazla
izleyecek gücü kendime bulamıyorum ve tapınak alanında üst bölgelere doğru
giden merdivenlere yöneliyorum. Burada da bir Sadu grubu ile karşılaşıyoruz,
içinde bulunduğumuz havadan kurtulmamız lazım. Biraz sohbet arkasından fotoğraf
çekimine başlıyoruz. Gerçekten ilginç ve komik insanlar. Turizm elçisi gibi
çalışıyorlar, Türkiyeyi de duymuşlar.
|
Pashupatinath Tapınağında Sadular |
Daha
sonra bir flüt sesi fark ediyorum. Merdivenlerin üst bölümünden geliyor. Biraz
yaklaşınca Osman Hocanın harika bir porte yakaladığını fark ediyorum. Hemen
sessizce yanlarına yanaşıp bu kareden bir fotoğraf da ben alıyorum. Çok
inandırıcı bulmasam da, anlatılana göre bu Sadu da ölen kişinin ardından, onun
sevdiği parçayı çalıyormuş.
|
Pashupatinath Tapınağında Bir Sadu |
Daha sonra hepsi de birbirinden
ilginç pek çok Sadu'ya rastlıyorum. Bunların hangilerinin gerçek sadu olduğunu
anlama kısmı zor iş….
|
Pashupatinath Tapınağında Bir Sadu
|
|
Pashupatinath Tapınağında Bir Sadu |
|
Pashupatinath Tapınağında Bir Sadu |
Pashupatinath Tapınağı, insana yaşamı, ölümü, hayat döngüsünü, sınıf ayırımını, inançları kısacası insanlığınızı sorgulatan bir yer. Ölümle yaşam içi içe, doğal bir döngü halinde. Karmakarışık duygular içinde tapınaktan ayrılıyorum, ama Nepal’e bir daha gelecek olursam burayı bir kez daha ziyaret etmek isterim...
Özlem
ŞENOL
08.08.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder