13 Mart 2017 Pazartesi

Bir Milletin Kaderinin Değiştiği Yer "Duatepe"

02 Mart 2017 tarihinde sabahın erken saatlerinde “Ankara Fotoğrafçıları” grubu olarak Sivrihisar-Pessinus gezimize başlıyoruz. Her yıl, yılda en az iki defa, tatile gitmek için geçmekte acele ettiğim bu güzergâhtan, bu defa sadece gezmek amacıyla gidiyor olmam biraz tuhaf geliyor. İlk durağımız Ankara’nın Polatlı ilçesinin 12 km. batısında yer alan, Sakarya meydan muharebesinin son savunma hattı niteliğinde ve kader noktalarından biri olan Duatepe Anıtı. 

Ankara-Eskişehir karayolunun sağ tarafında her geçişimde, çok uzaktan gördüğüm anıta doğru, ana yoldan sağa ayrılarak tırmanmaya başlıyoruz. Duatepe Anıtı ve çevresi önceden Milli Savunma Bakanlığı tarafından korunurken, şu an Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Milli Park statüsüne alınmış. Anıtın bulunduğu alan ve çevresinin (Duatepe, Gazi Tepe, Türbe Tepe ve Mangal Dağı) ağaçlandırılması ve anıt yapımı çalışmalarına 1999 yılında başlanılmış ve 12 Eylül 2000 tarihinde anıt törenle hizmete açılmış. 

Duatepeyi anıtlaştıran, sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün değil kendisiyle birlikte pek çok silah arkadaşlarına ait heykelin burada yer alması. Bu arada bu gezide yanımızda ülkemizin ünlü heykeltıraşı, aynı zamanda Duatepe Anıtının yaratıcısı Devlet Sanatçısı Metin Yurdanur da var. Seyahatimiz sırasında kendisi ile ilk kez tanışmamız nedeniyle Hocamızın özgeçmişi hakkında kısa bir bilgi veriliyor. Bunu tekrar burada sizlerle de paylaşmak istiyorum. 

1951 yılında Sivrihisar’da doğan Metin Hoca’nın çocukluk ve gençlik yılları babasının demir atölyesinin bahçesinde bulunan üç bin yıllık Frigya, Roma ve Selçuklu uygarlıklarının kalıntıları arasında geçmiş. Binlerce yıllık tarihi eser ve antikaların etkisiyle üç boyutlu formlara ilgi ve sevgi duymaya başlamış. Üniversite çağına geldiğinde meslek seçiminde de bunun büyük etkisi olmuş. 

Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümünden 1972 yılında mezun olarak, 1978 yılına kadar öğretmen okulu ve liselerde öğretmenlik, 1978-1981 yılları arasında da Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümünde modelaj öğretmenliği yapmış. 1979 yılında ise Ankara Belediyesinin “Kentin Plastik Unsurlarla Donatılması Projesi” kapsamında çeşitli heykel tasarımları hazırlamış. 

Bunlar içinde bizim de çok yakinen bildiklerimiz, ancak Metin Hocanın eseri olduğunu bilmediklerimiz arasında Ankara Sıhhiye’de Abdi İpekçi Parkı içinde eyer alan  “Eller” ile TCDD önünde Gar Meydanında yer alan “Miras” heykelleri.














Kaynak: http://metinyurdanur.com.tr/tr/secilmis-eserler

Bunların dışında yine Ankara’da neredeyse her gün önünden Yüksel caddesinde önünden geçtiğimiz kitap okuyan bir kadın figürü yani “İnsan Hakları “ heykeli, Çankaya’da İnönü’nün ikametgahı Pembe Köşkün hemen kapısının karşısında bulunan Mevhibe ve İsmet İnönü’nün el ele heykelleri ve daha niceleri….



















Kaynak: http://metinyurdanur.com.tr/tr/secilmis-eserler

1981 yılından itibaren serbest çalışmaya başlayan Metin Hoca’nın dünyada Almanya, Japonya, Macaristan, Libya, Türkmenistan, Moğolistan ve Küba olmak üzere pek çok ülkede100’den fazla heykeli bulunuyormuş. 2005 yılından bu yana da 50’den fazla heykelden oluşan “Ben Anadoluyum, Ben Cumhuriyetim, Ben Halkım” adlı sergisi her yıl farklı bir üniversitede, bir yıl süre ile tekrarlanıyormuş. Sivrihisar’da dede yadigarı olan kültür varlıkları listesinde yer alan konağının yenilenme çalışması tamamlanmak ve heykel müzesi olarak kullanılması planlanıyormuş. Bu şekilde hem Sivrihisar’ın tanıtımına hem de heykel sanatına ilgiyi arttırmayı hedefliyor.

Güzel insanlar, güzel dostluklar insana yaşamında ne güzel fırsatlar yaratabiliyor ki, Metin hocadan Duatepe Anıtı hakkındaki bilgileri ilk ağızdan dinlemenin ayrıcalığını yaşayan nadir insanlardan oluyorum.


Metin hoca “Ben bu coğrafyanın insanıyım” diyerek söze başlıyor. Kurtuluş savaşımızda İzmir’in işgali ile birlikte Yunan kuvvetlerinin sırayla Manisa, Balıkesir ve Sakarya’ya kadar geldiğini ve Sakarya’nın doğusuna doğru ilerlemek istediklerini anlatıyor. Metin Hoca’nın büyükbabası, kundura ustası Bahri Baba savaşın en sıcak günlerinin yaşandığı sırada, savaş yüzünden akli dengesini yitiriyor ve 30 yıl bu şekilde yaşıyor. Metin Hoca’nın doğduğu yıllarda vefat ediyor. Metin hoca savaşın o çetin günlerinde yaşanan sıkıntı ve yoksulluktan bahsederek, Yunan kuvvetleri karşısında Atatürk’ün bu bölgede stres ve endişeden dolayı kalp krizi geçirdiğinin de söylendiği belirtiyor. Ama bir milletin kaderinin bu topraklarda işgal kuvvetlerine “DUR” diyerek nasıl başlatıldığını anıtı ile en güzel şekilde dile getiriyor. Bu anıtla hislerini ifade ederek “Başta dedem olmak üzere tüm şehitlerimiz ve Mustafa Kemal Atatürk'ün aziz anısı için bu anıtı yaptım” diyerek konuşmasını sonlandırıyor.

Duatepe Anıtını bakım çalışmaları olmasına rağmen gezmeye başlıyoruz. Anıt otopark, bağlantı yolu, yürüme yolu, tören alanı ve anıt olmak üzere beş ana bölümden oluşuyor.


Anıtı çevreleyen dış duvarın üzerinde, girişte Sakarya Meydan Muharebesinde Duatepe’nin düşmandan geri alınmasını gösteren harekât şeması ve fotoğraflar yer alıyor. 



















Anıtın girişinde, sağda ve solda mermer üzerine pirinç harflerle yazıların bulunduğu bölümde ise, Sakarya Meydan Muharebesinde Duatepe’de şehit düşen 81 askerin rütbesi, baba adı, adı soyadı ve memleketi bilgileri yazılı. 











22 gün süren Sakarya Muharebeleri esnasında 31 Ağustos 1921 günü düşman tarafından ele geçirilen Dua Tepe, Başkomutan Mustafa Kemal tarafından 10 Eylül 1921 tarihinde yani harekâtın 19. gününde düşmandan geri alınan ilk tepe oluyor. Bu hareket, sonu düşmanın Ege Deniz’ine dökülünceye kadar süren bir sürecin başlangıç noktasını oluşturuyor. Duatepe, Mustafa Kemal Paşa’nın attan düşerek kaburga kemiklerinin kırılmasına rağmen görevini ısrarla sürdürdüğü ve bu nedenle Türk’ün azim ve kararlılığının simgesi olarak tarihte yerini alıyor. 

Duatepe anıtının girişinde sağda, dürbünü ile ovayı seyreden Mustafa Kemal ve hemen yanı başında yaveri Salih Bozok bizi karşılıyor.





Bu sahne, biraz sonra kazanılacak olan zaferi ve ardından gelecek bağımsızlığı umutla bekleyen Türk Ulusunu ifade ediyormuş. Ben de bu noktada sırtımı sevgili Atam’a dayayarak, bundan sonra yarınlara karşı umudumuzu her ne olursa olsun yitirmemiz ve yarınlara hep umutla bakmamız gerektiği sonucunu çıkarıyorum. 


Anıtın arka planında sağda yer alan heykel grubunda ise Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Batı Cephesi Komutanı İnönü ve Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın heykelleri yer alıyor ve emir komuta birliğini simgeliyor.


Duatepe Anıtının sol arka planında yer alan Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve Halide Edip Adıvar’ın heykeli ise Tük kadınının Kurtuluş Savaşı’na olan katkısını ancak bu kadar güzel anlatabilir…


Mustafa Kemal Paşa ile birlikte muharebeyi izleyen Halide Edip Adıvar o büyük günü “Türkün Ateşle İmtihanı” adlı eserinde şöyle anlatmış: …on dokuz günden sonra o gün ilk top sesleri batıdan değil, doğudan duyulmaya başlamıştı. O gün ilk defa süngüler, batıdan doğuya doğru değil, doğudan batıya doğru koşmaya başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa’nın muharebeyi idare ettiği siperlere girdiğimde; -Gelin Hanımefendi, harbediyoruz, dedi. Yüzü en çok sevdiği oyunu oynayan bir çocuk gibi gülüyordu, Arkasında bir kürk, göğsünde dürbün, elinde bir telefon, karşı tepelerde savaşan komutanlarla konuşan bir adam, Bana döndü ve heyecanla, Dua Tepe’ye hücum ediyoruz, dedi. O sırada telefonda bir tümen komutanının daha şehit olduğu haberini aldı, çok üzülmüştü. Çünkü Sakarya savaşında kaybedilen yedinci tümen komutanıydı. Kısa bir zaman sonra Duatepe ele geçirilmişti. Dua tepe üzerinde bir tek Türk askerinin, güneşin altında, elinde bayrakla ayakta durduğunu gördüm, İşte o an, Türk’ün makus talihinin artık değiştiğini hissettim. Türk istiklal ve hürriyetinin, Türk ordusunun namus ve şeref sembolü 38’inci Alayın ay yıldızlı sancağı Dua Tepe’de dalgalanıyordu ve artık vatanda tek Türk yaşadıkça; Türk Bayrağı Dua Tepe’de ve nicelerinde dalgalanacaktı. Söylendiği gibi, Sakarya bir dönemeçti, Hem de büyük bir dönemeç.”

Duatepe Anıtı; simgesel olarak Anadolu halkının Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yüzyılların geriye çekilişini tersine çevirerek Dua Tepe’ de coşkun bir ırmak gibi zaferlere ve uygarlığa koşmasını anlatmakta. Mustafa Kemal’in şahlanan at üzerindeki figürü ise Türk Milletinin önderi olmaktan duyduğu gurur ve mutluluğun ifadesi. Anıttaki bayraklardan biri 38. Alay’ın sancağını, diğeri ise Türk Bayrağı. 


Anıtın arkasındaki beyaz kaide sağ üzerinde Necmeddin Halil ONAN’ın şu şiiri yer alıyor…
DUR YOLCU BİLMEDEN GELİP BASTIĞIN
BU TOPRAK BİR DEVRİN BATTIĞI YERDİR
EĞİLDE KULAK VER ŞU SESSİZ YIĞIN
BİR VATAN KALBİNİN ATTIĞI YERDİR
BU ISSIZ GÖLGESİZ YOLUN SONUNDA
GÖRDÜĞÜN BU TÜMSEK ANADOLU’NDA
İSTİKLAL UĞRUNDA NAMUS YOLUNDA
CAN VEREN MEHMED’İN YATTIĞI YERDİR…


Anıtın arkasındaki beyaz kaide sol üzerinde Samih RIFAT’ın şu şiiri yer alıyor…
RÜZGARLARDAN ATIM VAR
ŞİMSEKDEN KANADIM VAR
GÖĞSÜMDE AL YAZILI
GAZİLİK BERATIM VAR
RÜZGAR BANA AT OLDU
ŞİMŞEKLER KANAT OLDU
EĞİLİN GÖKLER DEDİM
BULUTLAR KAT KAT OLDU
VARSIN YANSIN OCAĞIM
KURTULDU AL SANCAĞIM
BAYRAĞIMIN ALTINDA
BEN HÜR YAŞAYACAĞIM….

Sözün kısası; Kurtuluş Savaşında Duatepe’nin düşman işgalinden kurtarılışını, “O anı” adeta yaşarcasına iliklerimizde hissediyoruz. Değerli Hocam Zeynel Yeşilay'ın ifadesiyle "Polatlı Topçu Okulu atış alanından yükselen top seslerini, kalbimizin derinliklerinde Atamız ve şehitlerimizin seslerini ile birlikte duyarak, yaşamak muhteşem bir duygu idi".Duatepe'de göklerde özgürce dalgalanan bayrağımız gibi hepimizin göğsü kabardı. Bu toprakların ne şartlarda bizlere miras bırakıldığını ve özellikle biz “Atatürk Kadınları”nın da bizden sonraki nesillere olan boyun borcumuzu hatırlatarak…



Özlem ŞENOL
13.03.2017

* Kıymetli görüş ve katkıları için Sayın Zeynel YEŞİLAY'a teşekkürlerimle...




2 yorum:

  1. Özlem Hanım merhaba,
    Yazınızı okudum. Gerçekten o günleri çok güzel bir dille ve karelerle anlatmışsınız. Dua tepe ile diğer ilgili yerleri dolaşırken benim dünya görüşüm çok değişiyor. "Atatürk ile Sonsuzluğu", "Çanakkale Geçilmez" multivizyonlarımın bir yenisini "Kurtuluş Savaşı" olarak yapmak için büyük bir istek doğuyor içimde ama henüz düşünce aşamasından ileriye gidemiyordum. Bu metni inceleyeceğim. Savaş hakkında bana fikir verecek bilgiler lazım. İnşallah etkilenirim ve Kurtuluş Savaşımızı da hazırlarım. eline sağlık.Allah bir daha ülkemizi böyle bir duruma düşürmesin. Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  2. Degerli yorumlariniz icin cok tesekkur exerim Zeynel Hocam. Sizin multivizyonunuzu da metak ve heyecanla bekliyoruz...

    YanıtlaSil