15 Mayıs 2017 Pazartesi

MSC SPLENDIDA İLE BATI AKDENİZ VI. BÖLÜM (Sicilya-Messina)

Malta’dan kalkan gemimiz 20 Mayıs 2010 sabahı saat 07:00’da Akdeniz’in en büyük adası olan Sicilya’nın en büyük üçüncü şehri olan Messina limanına geliyor. Gece boyunca 163 mil (262 km) yol kat etmişiz.

Sicilya adası 4 bölge 9 şehirden oluşmakta. Messina, Sicilya Adası özerk bölgesi ve Messina ilinin başkenti. Sicilya adasının nüfusu yaklaşık 5,5 milyon, Messiana’nın ise yaklaşık 250 bin kişi. Şehir küçük olmasına rağmen İtalya’nın önemli turizm merkezlerinden. Sicilya adasının Akdeniz’in aşırı sıcaklarından dolayı en güzel aylarının Eylül ve Ekim olduğu söyleniyor.

Bugün hava oldukça kapalı, her an yağmur yağacakmış gibi duruyor. Gemi yolculuğu her ne kadar keyifli olsa da aslında biraz da yorucu. Her sabah farklı bir ülkede uyanıyoruz ve kahvaltıdan hemen sonra gemiden ayrılıyoruz. Kısıtlı zamanda hızla indiğimiz şehri gezmeye çalışıyoruz ve dönüş saatinde gümrük işlemleri ardından tekrar gemiye binmek için gözümüz hep saatte. Erken dönüşlerde biraz geminin keyfini çıkarmaya ve geminin sosyal aktivitelerinden (havuz, sauna vb.) ve akşam yemeklerinden sonra da tiyatrodaki gösterileri seyrediyoruz. Bazen de gemideki bar ve kafeteryalarda eğlencelere katılıp gece geç yatıyoruz.

Bugün seyahatimizin altıncı günü ve babam oldukça yoruldu, Ege’de baston arabasıyla gezerse bize ayak uydurabiliyor. Bu sebeple iki gruba ayrılarak gezmeye karar veriyoruz. Annem ve ben hazır asker şeklinde gemiden ayrılıyoruz, kalanlarımız biraz gemide keyif yapmak istiyor. Aslında ben gemi firmasınca organize edilen Doğu Sicilya’da, Avrupa’nın Karanlığı veya Avrupa’nın kraliçesi olarak tanımlanan Etna yanardağı turuna katılmak istiyordum. Ama benimde daha fazla yolculuk yapma istediğim kalmadı.

Liman şehir merkezinde. Limanı arkamıza alarak Messina’nın içlerine doğru yürümeye başlıyoruz. Önümüze ilk çıkan Messina Katedrali ve önündeki Orion Çeşmesi. 

Orion Çeşmesi
Messina Katedralinin çok güzel bir saat kulesi var. Her saat başında şehrin hemen her yerinden, kulede çalan çanların sesleri duyuluyor. Bu arada kulenin üzerinde, elinde Sicilya Bayrağı ve başında tacı bulunan altından bir aslan ile iki adet çan arasında yine altından bir horoz bulunuyor. Öğlen saat 12:00’de çalan çanların sesi eşliğinde kükreyen aslan sesi ilginç bir hava yaratıyor. Turistler bu durumu yakından izlemek üzere saatin önünde toplanıyorlar. 

Messina Katedrali Çan Kulesi

Messina Katedrali ve Çan Kulesi
 Messina’nın dar ve dik sokaklarından en tepede gözüken kiliseye doğru yürüdükçe 16 katlı gemimizi bütün sokaklardan rahatça görebiliyoruz. Gemi o kadar büyük ki, boyu Messina’daki birçok apartmandan daha yüksek.

Messina Sokakları
Bu arada bu dar ve kıyıdan tepelere doğru çıkan dik sokaklarda rahatça ulaşımı sağlayabilmek için çok ufak arabalar kullanılıyor.

   

Yaklaşık iki saatlik tırmanışın sonunda Messina’yı ve limanı panoramik olarak izleyebileceğimiz bir tepeye ulaşıyoruz. Burası şehrin ve limanın en güzel şekilde fotoğraflanabileceği en uygun nokta. 

Messina Şehri ve MSC Splendida
Messina limanı, şehrin ana ekonomik kaynağı. Liman İtalya’nın askeri merkezi ve donanmanın en önemli üstü. Ayrıca şehir limanı ve sahillerinde önemli sivil gemi yapım ve bakim tersaneleri bulunuyor. Messina limanı ile İtalyan anakarası arasında kanalda yolcu taşıyan düzenli feribot seferleri buradan yapılıyor.

Limanın çıkışına biraz daha dikkatli bakınca, limana gemimizle yaklaşırken görmediğim bir ayrıntı dikkatimi çekiyor. Boyu 7 m. olan altından bir Meryem ana heykeli, limanın tam ağzında yer alıyor ve bulunduğu kaide üzerinde “Vos et ipsam civitatem benedicimus” yazıyor. Bu Meryem Ana’nın 42 yılında Messina halkına yazdığı mektuptan bir alıntı imiş.

Efsaneye göre 2000 yıl önce İsa’nın on iki havarisinden birisi olan Paul, Messina’ya Sicilya halkını Hristiyanlaştırmaya geldiği zaman, halk başta eski inanışlarını terk etmekte çok istekli olmamış. Ancak zamanla büyük kitleler halinde Hristiyanlaşmış ve hatta bazıları Aziz Paul’un Filistin’e yapacağı yolculuk sırasında ona eşlik etmek istemişler. Bu yolculuk sırasında Meryem Ana ile karşılaşmışlar ve kendisinden Messina halkına bir mektup yazmasını istemişler. İbranice yazılan mektubu Meryem Ananın bir tutam saçı ile bağlayarak yollamışlar. Mektupta Meryem Ana’nın Messina halkının bağlılıklarını takdir ettiği ve onları ve şehirlerini sürekli koruyacağı yazıyormuş, mektubun sonu “Vos et ipsam civitatem benedicimus” sözcüğü ile bitiyormuş. 

Messina Limanı

Şehri buradan görüntüleyerek ve tam arkamızdaki Tempio Votivo di Cristo Re kilisi ile birlikte hatıra fotoğrafı çektikten sonra kiliseye doğru yola devam ediyoruz.

Tempio Votivo di Cristo Re Kilisesi
Tempio Votivo di Cristo Re Kilisesi, limana hakim bir tepede yer alıyor ancak buraya yürüyerek gelebilmek için biraz merdiven çıkmanız gerekiyor. Ancak manzarayı görünce kesinlikle bu kadar merdiveni çıkmaya değiyor. 

Tempio Votivo di Cristo Re Kilisesi

Tempio Votivo di Cristo Re Kilisesi
Bu kilise aslında oldukça eski bir kalıntı üzerine sonradan inşa edilmiş, sekizgen kubbeli bir kilise. Kilisede aynı zamanda 1. ve 2. Dünya Savaşı ile Sicilya kuşatması sırasında ölen askerler adına adanmış bir anıtı da bulunmakta. Sekizgen şeklindeki kilisenin ikinci katına içeriden çıkılıyor ve bir balkon gibi yukarıdan aşağıya seyredebiliyorsunuz. Giriş kattaki temsili asker mezarı üst kattan çok ilginç bir şekilde görülüyor. 
   


Kilisenin duvarlarında ise bir kadının elinde kafası kopartılmış bir erkeği resmeden ve savaş anında vahşeti çağrıştıran bir duvar resmi var. Bir kilisenin duvarında bu tip bir tablo görmek beni oldukça ürkütüyor.


Kilisenin bahçesinde de 1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında silahlarının eritilmesinden elde edilen döküm bronzdan 2.80 m. çağında ve 130 ton ağırlığında bir çan bulunuyor. 

Tempio Votivo di Cristo Re Kilisesi Çanı
Kiliseyi gezdikten sonra tekrar şehir merkezine doğru inmeye başlıyoruz. Bu arada kilisenin hemen altında yer alan kafeteryada birer kahve içerek soluklanıyoruz. Daha sonra deniz kıyısına kadar inerek bu defa gemimizin bulunduğu limanın tam tersi yönde deniz kıyısından yürümeye başlıyoruz. Çok güzel bir park görüyoruz, parkın içine girdiğimizde ise gördüğümüz dev manolya ağaçları bizi çok şaşırtıyor.

Dev manolya ağacı
Parkın bir köşesinde şehir haritasını görüyoruz ve gidilecek yerleri bu haritan tespit etmeye çalışıyoruz.

Messina Şehir Planı
Messina ve çevresi İtalya’nın çok önemli tarımsal üretim merkezi. İklimi nedeniyle narenciye ve sebze-meyve bol miktarda yetiştirilerek sadece İtalya’ya değil tüm Avrupa'ya ihraç ediliyor. Bölgede bağcılık ve şarapçılık, özellikle kaliteli şaraplar üretiliyor. Bu yüzden şehrin sembolün olan üzüm figürünü her yerde görebiliyorsunuz.

Messina Şehri Sembolü
Parkın tam çıkışında önümüze görüntüsü ile muhteşem bir çeşme çıkıyor. Bu çeşme Yunan mitolojisinde Poseidon, Roma mitolojisinde ise su ve deniz tanrısı olarak isimlendirilen Neptün’ün resmedildiği Neptün Çeşmesi. 1557 yılında yapılan çeşme ünlü heykeltıraş Giovanni Angelo Montorsoli’nin bir eseri. Messina Katedrali önündeki Orion Çeşmesi de yine aynı heykeltıraşın bir diğer eseri.

Neptün Çeşmesi
Messina’da ana-kız turumuzu ufak tefek bir alışverişin ardından sonlandırarak saat 14:00’de Katedralin önünde ailemizin diğer üyeleri ile buluşuyoruz. Birlikte biraz daha vakit geçirdikten sonra saat 14:30’da gemiye geri dönüyoruz. Gemimiz Roma’ya hareket etmek üzere saat 15:00’de denize açılıyor. 

Artık gemide havuz ve saunanın tadını çıkarması bende :) :) Bu geceki yolculuğu ile seyahatimizin son durağı olacak Roma’ya geçeceğiz ve Roma ve Vatikan’da sıkı bir gün bizi bekliyor olacak…

Splendida'da dinleniyoruz :) :)
Gemide akşam gala yemeği ve partisi düzenleniyor. Yemeğin ardından harika bir gösteri izliyoruz, yarın için hep birlikte enerji topluyoruz. bekle bizi Roma…

Gala yemeğindeyiz...
MSC Splendida Tiyatro Salonundayız...
MSC Splendida Show zamanı...


15.05.2017
Özlem ŞENOL



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder