Gemi seyahatimizin üçüncü günü olan 17.05.2010 tarihinde
192 deniz mili (yaklaşık 309 km) yol yaparak yine farklı bir ülkede ve farklı bir
şehrin limanında uyanıyoruz. Bugün Barselona’dayız. Barselona, İspanya’nın
kuzeydoğusunda, Akdeniz kıyısında önemli bir ticaret ve sanayi merkezi. Aynı
zamanda ülkenin en büyük liman şehri. Ayrıca Katalonya özerk bir bölgesinin merkezi.
Avrupa Birliği sınırları içerisinde en büyük altıncı şehir. Kendine özgü kültürü ve
güzelliğiyle ün yapan Barselona'nın, Gaudi'nin
başını çektiği modernizm
akımıyla planlanmış
bir şehir.
Barselona’da saat 08:30-13:30 arasında gezme şansımız
var. Liman şehir merkezine oldukça yakın bir mesafede ve yürüyerek merkeze
ulaşabiliyorsunuz. Limanı şehre bağlayan ana yollardan “Puanta La Paz”da, ünlü
kâşif Kristof Kolomb’un 1493 yılında karaya çıktığı yerde 65 m. yükseklikte bir
anıtı var.Anıtın üzerinde çok değişik figürlerin yanı sıra önünde gücün sembolü
çok büyük aslanalar var.
Kristof Kolomb Anıtındayım... |
Kristof Kolomb Anıtı |
Heykelin bulunduğu meydanı ve limanı arkamıza alarak
şehrin merkezinde doğru yürümeye başlıyoruz. Barselona’nın ünlü caddesi “La
Rambla” meydanın hemen diğer ucundan başlıyor, Katalonya Meydanına kadar devam
ediyor. Katalonya Meydanı eski ve yeni şehirlerin birleştiği nokta. Şehirde önemli
tarihi-turistik yerler ve anıtlar eski şehirde. Şehrin tarihi binaları,
binaların mimari tarzı, heykelleri kendine özgü ve orijinal bir yapıda.
Ünlü La Rambla caddesinin orta bölümü yayalar için ayrılmış.
Bu alanda çiçekçiler, sokak satıcıları, performans sergileyen sanatçılar,
müzisyenler ne ararsanız var. Cıvıl cıvıl bir yer. Araç trafiği caddenin her
iki yanından akmaya devam ediyor. Barlar, kafeteryalar, kafe ve restoranlar ise
caddeye açılan yan sokaklarda yer alıyor.
La Rambla Caddesindeyiz
|
La Rambla caddesini gezmeyi dönüş yolumuza bırakarak
öncelikle Barcelona’nın simgesi kabul edilen ve halk arasında “Bitmeyen Kilise”
olarak adlandırılan La Sagrada Familia yada diğer adıyla Kutsal Aile Kilisesini
görmek istiyoruz. Şehir merkezinden metroya binerek kilisenin bulunduğu durakta
iniyoruz. Duraktan çıkınca karşımızda görkemli ve kasvetli duruşuyla bizi
karşılıyor. Sagrada Familya Kilisesi, modern mimarinin öncülerinden kabul edilen Antoni Gaudi'nin 1883 yılında devraldığı fakat 1926 yılında
bir tramvay kazası ile ölmesi sonucunda yarım kalan bir yapı.
Barselo La
Sagrada Familia Kilisesindeyiz
|
Yapımı halen süren kilisenin ancak yarısının tamamlanabildiği,
yaklaşık 170’er m. olan 18 adet çan kulesinden sadece 8’i tamamlanmış olan
kilisenin 2026 veya 2028 yılında biteceği tahmin ediliyor. Kilisenin
kulelerinin yanında kurulu vinçleri ve iskeleleri fark etmemek zaten imkansız…
Kilisenin içine girmeyerek etrafını dolaşıyoruz. Dış yüzeyindeki ilginç heykel
ve figürleri izlemek bile saatleriniz alabiliyor.
Barselo La
Sagrada Familia Kilisesi |
Barselo La Sagrada Familia Kilisesi |
Kilisenin çevresindeki sokaklarda çok fazla sayıda,
vitrinleri rengârenk mozaik figürlerle süslü hediyelik eşya dükkânları var.
Nereye bakacağınızı kesinlikle şaşırıyorsunuz.
İspanyol
Dansçıları |
Şehri daha rahatça gezebilip için belli rotalar
üzerinde çalışan, üstü açık iki katlı turist otobüslerine (Hop on-Hop off- City-Bus)
binmeye karar veriyoruz. Bu otobüsler ile gün içerisinde istenilen yerde inmek
ve gezmek, daha sonra bir diğerine binebilmek mümkün. Bir gün boyunca
kullanabileceğiniz otobüslerin ücreti 22 Euro. Doğu ve Batı rotası olmak üzere
iki farklı yöne gidiyor. Üç adet ortak durakta hat değiştirebiliyorsunuz. Biz
doğu rotasında yer alan Sagre de Familia’yı gezdiğimiz için bu defa batı
rotasını seçiyoruz.
Barselona’da Şehir Otobüsünde |
Hiç otobüsten inmeden yaklaşık 2 saat süren gezimiz
boyunca Barselona’nın en önemli tarihi ve turistik yapılarını panoramik olarak
görme şansımız oluyor. Batı rotasında toplam 19 adet durak bulunuyor. Bunların
arasında özellikle mimar Gaudi’nin şehirde birbirinden ilginç tarzda
tasarladığı binalar geliyor. Bu turda Barselona’yı bu kadar kısa sürede
gezmenin imkânsız olduğunu anlıyoruz. Gerçekten o kadar kendine özgü, değişik
ve renkli bir mimarisi var ki (neoklasik modern) Barselona’ya bir gün tekrar
görmeyi açıkçası çok çok isterim. Özellikle renkli mozaik ve değişik hayvan
figürleri ile dolu olan, 1969 yılında Ulusal Anıt, 1984 yılında ise UNESCO
tarafından Dünya Kültürel Mirası listesine alınan, Gaudi’nin ölene kadar
yaşadığı yer olan ünlü Park Güell’i görmek için. Bu arada gördüğümüz ilginç binalar arasında, Mimar Adolf Ruiz i Casamitjana tarafından 1918 yılında tamamlanan neoklasik modern bina “La Rotonda” da yer alıyor.
La Rotondo’dayız |
Ayrıca 1992 yılında yaz olimpiyatlarına ev sahipliği
yapan Barselona’da 99.300 seyirci kapasitesi ile Avrupa’nın en büyük
stadyumu olduğu söylenen Camp Nou Stadyumu önünden geçiyoruz. İspanya
liginin en önemli takımlarından FC Barcelona, iç saha maçlarını bu stadyumda
yapıyormuş. Stadyumun turistik olarak gezilmesi için düzenlenen turların bile
olduğunu görünce şaşırıp kalıyorum. Sanırım hiç ilgim olmayan futbol ile az da
olsa ilgilenmem gerekiyor…
Camp Nou Stadyumu |
Turumuzu saat 14:00 civarında mecburen tamamlayarak La
Rambla Caddesi yakınında otobüsten iniyoruz. Kalan vaktimizi bu caddedeki
etkinlikleri izleyerek geçirmek istiyoruz. Birbirinden ilginç kostümlerle
fotoğraf çektirerek para kazanan sokak sanatçıları gerçekten görülmeye değer.
Bizde tabi bir fotoğraf çektirmeyi ihmal etmiyoruz. Bu arada kostümler o kadar
gerçekçi ve ilginç ki, ufak Egemiz uzaylı yaratık kostümünden oldukça korkuyor J J
La Rambla Caddesinde Sokak Sanatçıları |
La Rambla Caddesinde Sokak Sanatçıları |
La Rambla Caddesinde Sokak Sanatçıları |
La Rambla Caddesindeyiz
|
La Rambla ve Kristof Kolomb anıtı önünde hatıra
fotoğraflarımız çekerek Batı Akdeniz gezimizin en uzun mesafeli (487 deniz mili=
784 km) Barselona-Tunus deniz yolculuğuna başlamak üzere gemimize dönüyoruz.
Özlem ŞENOL
20.02.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder