13 Nisan 2016 Çarşamba

DOĞU AFRİKA GÜNCESİ (III. BÖLÜM)

04 Şubat 2016 Perşembe NAKURU-KENYA EKVATORU-ELDORET
Ekvator bölgesi için kış mevsimindeyiz. Geceler 10-15 C ̊,gündüz sıcaklığı ise 25 C ̊civarında. Ancak henüz bu sıcaklıklara uyum sağlayamadığımız için geceleri üşümeye devam ediyoruz. Bu nedenle saat 06:00’da kalkmakta bir hayli zorlanıyorum. Sabah kahvaltısı hazırlama sırası da bizde. Bugün kahvaltı için yemek ortağımla krep hazırlayarak kahvaltımızı 07:30'da tamamlıyoruz.
Kahvaltıdan sonra programımızda olmayan bir teklif getiriliyor ve bunu hepimiz memnuniyetle kabul ediyoruz. Kamp yakınındaki bir köyü ziyaret ediyoruz. Önce köyde bulunan at çiftliğinde oldukça hoş vakit geçiriyoruz.  
Nakuru At Çiftliğinde
Daha sonra köyde yünden oyuncak imalatı yapan köy kadınlarını ziyaret ediyoruz. Bu oyuncak imalatı işi köy kadınlarına ekonomik gelir sağlamak amacıyla başlatılan “Kenana Knit” isimli sosyo-ekonomik içerikli bir proje. Bu proje sayesinde ekonomik anlamda sıkıntı çeken, sağlık problemi olan kadınlar güçlendirilerek bir iş sahibi olmaları sağlanıyor.
Kenana Knit Kadınları
Organik yünler, kırmızı lahana, kırmızı havuç, çeşitli yeşil sebze ve köklerden elde edilen kök boyalarla boyanıyor. Daha sonra boyanan bu iplerle çeşitli oyuncak hayvanlar(panda, aslan, baykuş, horoz, maymun, flamingo vb.) örülüyor. Bu proje ile kırsal alanda yaşayan kadınlar sadece saat 09:00-17:00 arasında çalışabilecekleri bir iş sahibi olmuyorlar, ellerine sadece para verilmiyor. Kadınlara ilmek ilmek umut aşılanarak, ayakta kalma ve yaşama şansı veriliyor. Yani bu umudun ve güçlenmenin hikayesi…
Kenana Knit Oyuncakları
Kenana Knit Oyuncaklarıyla












Köy ziyaretimiz yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Daha sonra, Nakuru’dan Eldoret’e yani Kenya’daki son kamp sahamıza doğru çıkıyoruz. 4-5 saatlik yolumuz var ve yolda akşam yemeğimiz için alışveriş yapmak üzere duruyoruz. Kenya’da alışveriş için kullandığımız Nakumat Alışveriş Merkezi zincirlerinden birisine giriyoruz. Kendime üzerinde çok şık bir zürafa deseni yer alan tişört ile yine zürafa ve çita desenli servis örtüleri alıyorum. Yola çıktıktan sonra 13:45 gibi yolda aniden duruyoruz. Mola verdiğimizi zannediyorum, tırdan inmekte oyalanıyorum. Ancak sonradan fark ediyorum ki Ekvator çizgisine gelmişiz yani 0 ̊ paraleli üzerindeyiz. Dünya’nın kuzey yarım küresinden, güney yarım küresine geçiş yapıyoruz. Daha önce ekvator çizgisine ait fotoğraflar görmüştüm ancak burası olmadığını fark ediyorum. Gördüğüm fotoğrafların Uganda ekvatoruna ait olduğunu ve oradan geçiş yapacağımızı da söylüyorlar.
Kenya'da Ekvator Çizgisi 
Bu şekilde 40.076,4 km uzunluğundaki ekvator çizgisinin Afrika kıtasında 6 ülkeden (Gabon, Kongo, Demokratik Kongo, Uganda, Kenya, Somali); Asya kıtasında 2 ülkeden (Maldivler, Endonezya); Amerika kıtasında ise 3 ülkeden (Ekvador, Kolombiya, Brezilya) olmak üzere dünyada toplam 11 ülkeden geçtiğini yaşayarak öğreniyorum. 
Saat 16:00 gibi “Eldoret” kampımıza ulaşıyoruz. Kampımız çok ilginç bir yer. Yem yeşil her çeşit ağacın yer aldığı eğimli bir arazide içinde kurulmuş ve kamp sahası içinde kullanılan yollar taşla örülmüş. Yollarda kimi yerde bitki tünelleri var. Güneş, ağaçlardan kampın içine zor giriyor. Otelin eğimli bölümünü indikten sonra düzlük alanında inşa edilmiş masmavi bir havuz ve etrafında eğlenen gençleri görüyoruz. Ancak dün Nakuru’da giremediğimiz havuzla kıyaslayınca içimizden çok da girmek gelmiyor. Çadır deneyimimizin ilk 3 gün biraz ağır geldiği için burada hep birlikte oda tutmaya karar veriyoruz. Kişi başı 20 dolar ödeyerek ahşaptan odalarımızı ayarlıyoruz. Odalara geçmeden otelin hediyelik eşya bölümünden Masai battaniyelerimizi alarak soğuk için önlemimizi de alıyoruz :)

Eldoret Kamp Alanı















Odalarımızın önündeki ahşap balkonda hemen kahvemizi yaparak koyu bir sohbete başlıyoruz. Havuz kimsenin umurunda değil açıkçası. Odalar, Antalya-Olympos’taki Kadir’in Ahşap Evlerini anımsatıyor. Bu arada sıcak suyu da bulunca hemen çamaşırlarımızı yıkamaya karar veriyoruz. Saat 19:30 gibi akşam yemeğimiz yedikten sonra balkon sohbetine devam ediyoruz. Gecenin ilerleyen saatlerinde diğer grup arkadaşlarımızın kahkahalarına doğru yürümeye başlıyoruz. 2 İngiliz kız arkadaşımız ile 2 Kenyalı Oasis takımı bilardo oynuyorlar ve kızlar galip oluyor :) Bizde etrafta ahşaptan yapılmış fil ve aslan heykelleri arasında, ortada yanan yuvarlak şöminenin karşısında, Masai battaniyeleri ile döşenmiş koltuklarda iki gündür üşüyen bedenimizi ısıtmanın getirdiği uyuşuklukla odamızın yolunu tutuyoruz…
05 Şubat 2016 Cuma ELDORET-KENYA-UGANDA SINIRI-JİNJA
Seyahate çıktığımızdan beri ilk kez çadır yerine otelde kaldığımız için oldukça konforlu bir şekilde uyudum ve saat 06:00’da kendiliğimden uyandım. Sabah kahvemi balkonda keyifle içerek, gündüz gözüyle göremediğim bahçeyi gezerek, gece sesini uzaktan duyduğum nehir kıyısına iniyorum. Muz ağaçlarının altında ve otelin giriş kapısı ve kafeteryası önünde fotoğraflar çekiyorum. Daha sonra 07:30’da kahvaltı yapmak üzere arkadaşlarla buluşuyor ve hemen arkasından yola çıkıyoruz.

Eldoret Kampında
Eldoret Kampında
Artık Kenya’dan ayrılıyor ve bir başka ülkeye, Uganda sınırına doğru yola çıkıyoruz. Saat 12:30’a doğru Uganda sınırındayız ancak yol kalabalıktan kitlenmiş durumda. Önce biraz bekliyoruz ama bekleme süresi uzayınca tırdan inerek yürümeye başlıyoruz. Hava o kadar sıcak ki… Tam sınıra geldiğimizde bir bakıyoruz tırımız bizden önce sınıra ulaşmış. Nairobi’den giriş yaptığımız Kenya’dan saat 13:55’de Malaba sınır kapısından çıkış yaparak ayrılıyoruz.
Kenya-Uganda Malaba Sınır Kapısında
Uganda'nın Jinya şehrine ulaşmamız ise saat 18:30’u buluyor. Yolda Viktorya gölünü uzaktan görmeye başlıyoruz. Jinja’da kampımıza girmeden hemen önce para bozduruyoruz. Uganda paraları çok eski ve pis gözüküyor. 50 dolar yaklaşık 165.000 Uganda Şilini. Yani 1 dolar yaklaşık 3300 Uganda Şilini.
Viktorya Gölü, Beyaz Nil nehrinin doğduğu yer. Kampımızın adı “Nile River Explorer”. Kamp sahası hemen göl kıyısında, kampçıların tercih ettiği oldukça kalabalık bir mekan. Hemen çadırlarımızı kuruyoruz. Artık çadır kurmakta da ustalaştık. Çadır kurma işleminin arkasından akşam yemeği hazırlıkları başlıyor. Türk arkadaşlarımın yemek yapma sırası, benim ise tır temizleme günüm. Harika bir türlü ve yanında pilav yapıyorlar ve hep birlikte parmaklarımızı yiyoruz. Yemek konusunda hiç sıkıntımız yok ama Türk yemeklerini özlemişiz sanırım. Ne çabuk 1 hafta geçti diyoruz ama dolu dolu…
Yemekten sonra Dan yarınki programımız hakkında planlama yaparak katılabileceğimiz etkinlikleri anlatıyor. Bunlardan en önemlisi tabi ki göl çıkışında Beyaz Nil’de rafting yapmak. Rafting dışında kano ile yapılan rafting, Viktorya gölünde balık safarisi, atla safari, dağ bisikleti, ATV turu, kürekçilik, jet botla gölde gezi, tekneyle gün batışı turu gibi sayısız etkinlik yapmanız mümkün. Rafting yapmanın ücreti 125, tekneyle gün batımı türü ise 45 dolar. Dan daha sonra da, Uganda ve Viktorya gölü hakkında bilgiler aktarıyor.
Uganda hakkında genel bilgileri http://ozlemcegeziyorum.blogspot.com/2016/03/uganda-kampaladaki-gecekondu-slum.html adresindeki yazımdan okuyabilirsiniz.
VİKTORYA GÖLÜ
Afrika'nın doğusunda Tanzanya, Uganda ve Kenya topraklarında bulunan Dünya'nın en büyük ikinci tatlı su gölü. Afrika'nın ise en büyük gölü. Büyük bölümü Tanzanya ve Uganda'da kalıyor, küçük bir bölümü ise Kenya'da. Göl, Nil Nehrinin başlıca su kaynağını oluşturmakta.

Toplam 68.422 km²'lik bir alanı kaplayan göl, dünyadaki tatlı su gölleri arasında Kuzey Amerika'daki Superior Gölü'nden sonra ikinci sırada yer alıyor. Gölün kuzey-güney doğrultusunda uzunluğu 337 km, en geniş yeri ise 240 km. Gölün su toplama alanı ise 238.900 km².

Suları, Batı ve Doğu Rift vadileri arasında uzanan büyük platonun ortasındaki sığ bir çukuru doldurmakta. Gölde 200'den fazla balık türü var ve ekonomik açıdan en önemlisi Tilapia.

Viktorya Gölü Rotamız
Doğu-Batı Rift Vadisi









Gölün güneybatı kıyısında 90 m’ye varan uçurumlar yükselmekte. Bu uçurumlar batı kıyısında yerini Kagera Irmağının deltasını oluşturan, papirüs ve bölgeye özgü dikenli ağaçlarla kaplı bataklıklara bırakmakta. Derin girintilerle oyulmuş kuzey kıyısı ise düz ve çıplak. Kuzeydoğu kıyısında ortalama 25 km genişliğinde bir koy 64 km kadar Kenya içlerine doğru sokulmaktadır.

Uganda'nın Kampala ve Entebbe kentleri gölün kuzey kıyısında kurulu. Gölün güneydoğu köşesinde Speke, güneybatı köşesinde ise Emin Paşa körfezleri yer alıyor. Göldeki sayısız adanın en büyüğü Speke körfezinin kuzeyindeki Ukerewe adası. Kuzeybatı köşesinde ise 62 adayla Sese Adaları yer almakta.
Gölü besleyen ırmakların en büyüğü ve en önemlisi olan Kagera. Ayrıca, Kagera'nın kuzeyinde yer alan Katonga ırmağı da göle önemli miktarda su taşımakta. Gölün tek çıkışı ise kuzey kıyısındaki Viktorya Nili yani Beyaz Nil.
Nil'in kaynağını arayan Avrupalılar tarafından göl 1858 yılında keşfediliyor ve daha önce Araplarca "Ukereve" olarak isimlendirilen göle İngiltere kraliçesinin onuruna Viktorya adı veriliyor.  Gölün ayrıntılı araştırması ise 1901yılında gerçekleştiriliyor. Gölün Nil nehrine açılan bölümü "Ripon Falls" olarak adlandırımakta. Mart 1964 tarihinde ise Nil nehrinin bir diğer kaynağı olan göl keşfediliyor. Bu göle de Prenses Victoria’nın ölen eşi "Albert"in adı veriliyor.
06 Şubat 2016 Cumartesi BEYAZ NİL'DE RAFTİNG
Sabah kahvaltısından sonra saat 10:00’da şoförümüz bizi alarak Nil Nehri kıyısında rafting yapılan ve “Dead Point-Ölüm Noktası” olarak adlandırılan yere götürmek üzere geliyor. Diğer grup üyelerinin bazıları bugün kampta kalıyor, bazıları ise ATV ile gezinti yapacaklar. Benim aklım rafting yapmakta kalsa da, grup olarak fotoğraf çekmeyi tercih ediyoruz. Nil’in bu bölümünde 3-5 zorluk derecesine göre birçok parkur mevcut. Yolculuğumuzda bizi bekleyen daha birçok maceramız olacağı için, riske girmekten çekiniyorum açıkçası.
Şoförümüz ile ufak bir anlaşmazlık yaşıyoruz ama bizi istediğimiz noktaya götürüyor. Daha önce rahatça girilen bu alan şimdi milli park kapsamına alınmasından ötürü ücretli hale gelmiş. Kişi başı 15 dolar vererek alana giriyoruz. Araba içinde kişi başı 7,5 dolardan toplam 30 dolar ödüyoruz.
Rafting yapanların başlangıç noktasından bulunduğumuz yere gelmeleri oldukça uzun sürüyor. Hava çok güzel ama sıtma için aldığımız ilaçların güneş ile tepkimeye girmesinin de etkisiyle o kadar çok yanıyoruz ki …


Beyaz Nil'de
Saat 12:30’a doğru önce kılavuz botlar, sonra kanocular, arkasından sadece can yelekleri ile Nil’de adeta şov yapan cesur Ugandalı gençler gözüküyor. Bize de can yelekleriyle suya girmemiz konusunda ısrarda bulunuyorlar. Biz rafting botuna bile binmeye cesaret edemezken, bu anlamsız ısrarlarına sadece gülüp geçiyoruz.  Ve nihayet beklediğimiz botlar sırasıyla gelmeye başladılar. Hızla çağlayarak akan nehirde rafting yapanların fotoğraflarını çekerken zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyoruz.

Beyaz Nil'de Kanocular

Beyaz Nil'de Raftingciler

Beyaz Nil'de Raftingciler











































Bu arada raftingcileri beklediğimiz bölgede yaşayan yerli halk ile de sohbet ederek güzel fotoğraf kareleri çıkarıyoruz. Dans edercesine birbirine kafa tutan erkek keçileri de ilk defa burada görüyorum.


Beyaz Nil'de Balıkçı











Rafting alanından saat 14:00’e doğru Jinja kampımıza geri dönüyoruz. Dün anlaştığımız üzere bizim için özel bir köy turunu istediğimiz saatte düzenleyecekler. Bu turun ücreti ise 7 dolar. Hava sıcak olduğu için biraz güneşin etkisini azalmasını bekliyoruz. Bu arada ben bir çılgınlık yaparak kampımızın kıyısındaki dik merdivenlerden inerek Viktorya gölünde yüzmeye iniyorum. Yanmış cildime gölün ılık suyu ilaç gibi geliyor. Saat 17:00 gibi diğer rehberimiz gelerek bizi kamp sahamızın hemen yakınındaki köye yürüyerek götürüyor. Yola çıkarken çocuklar için yanımıza bir miktar şeker ve kalem almayı da ihmal etmiyoruz. Köy gezimiz neşe içinde geçiyor. Çocuklar anında peşimize düşüyorlar. Köy okulunu ve yaşlıları da ziyaret etmeyi ihmal etmiyoruz.  Çocuklarla birlikte şarkılar söylüyoruz. Çocukların hepsi o kadar güzel ki… Hangisinin fotoğrafını çekeceğimizi şaşırıyoruz. Çektiğimiz fotoğrafları onlara gösterince, bu defa beni de çek, beni de çek sırası başlıyor :) 1,5 saatlik gezimizden çok mutlu ve çok güzel fotoğraflarla dönüyoruz.
Jinja Köyü Çocukları

Jinja Köyünde
Jinja Köyü Çocukları

Ancak bu güzel gün saat 19:00’da kampa dönüşümüz ile bitmiyor. Önce güneş doğuşunu seyretmeye gelmiş eşsiz güzellikteki renklere bezenmiş kertenkele ve arkasından da Viktorya gölünde kızıla çalan güneşin, güne vedası… Daha ne olsun…

Viktorya Gölünde Güne Veda

7 Şubat 2016 Pazar   JİNJA-KAMPALA
Sabah 07:30’da uyanıyoruz. Hemen kahvelerimizi içiyoruz ve grup kararı ile kampımızın ön kapısında yer alan ufak büfelerde hazırlanan Çapati ile kahvaltı yapmaya karar veriyoruz. Birçok çapati çeşidi var. Ben domates, soğan, yumurta ile hazırlananı tercih ediyorum. Yağda kızartılan ve omlete benzeyen çapati gerçekten çok lezzetli…
Jinja Kampında Kahvaltı
Kamptan dışarı çıkmışız başka alışveriş yapmasak olur mu?. Hemen yandaki dükkandan 2 adet altı deri, üzeri boncuklarla süslenmiş terliği pazarlık yaparak 50.000 Uganda Şilini'ne alıyorum. Kahvaltımızı bitirmek üzere kamp alanına giriyoruz. Saat 09:00’da Uganda'nın başkenti Kampala’ya doğru yola çıkıyoruz.
Kampala’ya ulaşmamız saat 12:00’yi buluyor. Önce şehrin dışındaki bir pazardan akşam yemeği için gerekli malzemelerin bir kısmını temin etmek üzere duruyoruz. Pazarın içine girmek istiyorum ancak bir kenar mahalle pazarı olan yer temizlik açısından beni bile zorluyor. Tıra geri binerek yoldan gelip geçenleri seyrediyorum.
Yolda her yerde 2016-2021 yılları için yapılacak yerel seçimler için adayları gösteren afişler ile çok sayıdaki yatak ve oturma grubu yapan mobilya atölyeleri dikkatimi çekiyor. Bu kadar kirli bir ortamın içinde kadınlar o kadar o kadar güzel ve birbirine uyumlu renklerde giyiniyorlar ve saçları o kadar değişik modellerde örülü ki, yoldan geçenleri seyretmeye doyamıyorsunuz…
Kampala Sokakları
Kampala'da Pazar Yeri























Kampala'da Tuğlacılar
Doğrudan kamp sahamıza gidiyoruz. Kampımızın adı “Red Chilii”. Kampta yine çok güzel bir havuzumuz var. Çadırlarımızı hemen kurarak havuz kenarında soğuk içeceklerimizle keyif yapmaya başlıyoruz. Kampın güzelde bir otel bölümü var ancak bahçe de çok güzel, hava da… Bu sefer tercihimiz çadırdan yana…
Red Chilii Kamp Alanı
Uganda Yerel Tabloları

Red Chilii Kamp Alanı
Bu akşam ki yemeğimiz ise oldukça şaşırtıcı. İngiliz arkadaşlarımız şiş kebap hazırlamışlar :))
08 Şubat 2016 Pazartesi    GECE KONDU (SLUM) BÖLGESİ ZİYARETİ
Bugünkü programımızda Kampala’da yer alan gecekondu (Slum)  bölgesi ziyareti var. Bu bölüme ilişkin ayrıntılı yazımı http://ozlemcegeziyorum.blogspot.com.tr/2016/03/uganda-kampaladaki-gecekondu-slum.html adresinden okuyabilirsiniz.


Sevgiyle Kalın
Özlem ŞENOL
13.04.2016






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder