20 Aralık 2016 Salı

NEPAL GÜNCESİ V. BÖLÜM (Pokara-Fewa Gölü)

08-21 Ekim 2013 tarihleri arasında Nepal seyahatim sırasında, Nepal’in ikinci büyük şehri olan ve "Dünyadaki Cennet" olarak adlandırılan şehirde doyasıya üç gün yaşadım. Adeta cennet havasını taşıyan bu şehrin sembollerinden birisi olan Sarangot köyü ve Annapurna Sıradağlarına 18 Ekim 2013 tarihinde yaptığım gezi hakkındaki izlenimlerimi "Dünyanın Çatısı Himalayalar" isimli yazımda http://ozlemcegeziyorum.blogspot.com.tr/2016/08/nepal-guncesi-ii-bolum-dunyann-cats.html adresinde sizlerle paylaştım. Bu defa Fewa gölü hakkındaki izlenimlerimi sizlere aktarıyorum.  

Bu sabah Sarangot köyünde Annapurna sıradağlarında güneşin doğuşu ile Machapuchare Zirvesini görerek ruhumuzu yeterince doyurduk. Bu defa hem biraz enerji toplamak hem de dinlenmek üzere otelimize dönüyor kahvaltımızı yapıyoruz. Daha sonra yeni yerler keşfetmek üzere Pokhara’da inşa edilmiş olan en önemli Budist tapınağına gitmeye karar veriyoruz. Bu tapınak Fewa Gölünün tam ortasında bulunan ve sadece renkli kayıklarla ve ufak teknelerle ulaşılabilen Barahi Tapınağı.
Fewa Gölünün Renkli Kayıkları
Pokara vadisinin güneyinde yer alan ve Nepal'in ikinci büyük gölü olan Fewa gölü deniz seviyesinden 742 m. yüksekte bulunmakta. Gölün uzuluğu 4 km, genişliği 2 km ve yüzey alanı 5,23 km2Gölün ortalama derinliği 8.6 m., en derin noktası ise 24 m. Gölün kuzeyinde yer alan Annapurna sıradağlarının göle uzaklığı sadece 22 km. Gün içerisinde renkli teknelerin görüntüsü ile Annapurna Sıradağlarının göldeki yansımaları inanılmaz sahneler oluşturuyor. 
Fewa Gölünün Renkli Kayıkları
Gölün turizm bölgesi ve Pokara'nın merkezi haline gelmiş olan kuzey kıyısı ile Baidam olarak adlandırılan doğu kıyısında yer alan turistik otellerde kalmak, gölde su sporları yapmak, göl kenarındaki restoran ve kafeteryalarda çok keyifli zaman geçirmek ve alışveriş yapmak mümkün.

Fewa Hidroelektrik Santrali ile suyu düzenlenen göl yarı doğal göl olarak kabul edilmekte. Gölün güneyine 1,5 km mesafede yer alan santral aracılığı ile elektrik enerjisi üretilmekte. Bir tatlı su gölü olan Fewa gölünde 22 tür balık yaşamakta ve kafes yetiştiriciliği ile balık ticareti yapılmakta.
Fewa Gölünde Ulaşım
Kıyıda, iskelede yer alan bilet ofisinden kişi başı 50 RS ücret ödeyerek çift yönlü kullanacağımız bir kayık kiralıyoruz. Her kayığa 4 kişi binebiliyor ve bu kayıkta can yeleği takılması zorunlu. İki adet kayığın birleştirilerek daha fazla insanın taşınabileceği şekilde dizayn edilmiş araçlar da mevcut.

Fewa Gölü
Bu iskeleden saatlik 350 RS’ye kayık kiralayabileceğiniz gibi, 400 RS’ye kayık sürücü ile de kayığı kiralamanız mümkün. Tüm gün kayık kiralamak isterseniz ücret 800 RS. Kiralayacağınız saatlik kayıklarda can yeleği isterseniz 10 RS, tüm gün için 30 RS ücret ödemeniz gerekiyor. Ayrıca Dünya Barış Tapınağının yer aldığı kıyıya ve Fishtail Lodge isimli tesise de kayıklarla ulaşabiliyorsunuz.
Fewa Gölü
Barahi Tapınağı göldeki ufak bir adada yer alan ve Tanrı Vişnu'ya adanmış bir Hindu tapınağı. Ancak Hindu ve Budistler bir arada ibadette bulunabiliyorlar. Tapınak adanın ortasında oldukları küçük bir tapınak ama çok kalabalık. Özellikle Cumartesi günleri daha da kalabalık oluyormuş. Fotograf çekebilmek pek mümkün değil, bir sadu ile yerel kıyafetler giymiş bir erkek çocuğuna gözüm takılıyor. Ufaklık o kadar hareketli ki :) :) Bu arada görüntülediğinin de farkında ve bana kaçamak bakışlar atıyor.... 


Fewa Gölü Barahi Tapınağı
Barahi Tağınağı Prensi :)

  

















Bu yakışıklının fotoğrafını çektikten ve tapınağı gezdikten sonra tekrar kayıklarımıza binerek Pokara’ya dönüyoruz. Çarşı pazarda biraz gezindikten sonra göl kenarındaki parkın bir köşesinden Nepal gezimin kapak fotoğrafı olacak eşsiz manzarayı buluyor ve bu anı ölümsüzleştiriyoruz.

Fewa Gölündeyim
Çekimlerimiz tamamladıktan sonra grubumuz ikiye ayrılıyor. Bir kısmı buldukları Türk lokantasında yemek yemeği tercih ederken biz dün göl kıyısında dinlendiğimiz tesiste balık ve patates kızartması ile nefis bir akşam yemeği yiyor ve göl kenarında güneşi batırıyoruz.

19 Ekim 2013 Cumartesi POKARA
Bugün Pokhara’daki son günümüz ve serbestiz. Kaç günün yorgunluğu üzerine bugün bu güzel şehrin tadını rahatça çıkarmaya, lezzetlerinden tatmaya karar veriyoruz. Biraz geç bir kahvaltının ardından otelden yürüyerek ayrılıyoruz. Otelin hemen yakınındaki çarşının içinden geçerek, vitrinleri seyrederek rengârenk kayıkların olduğu göl kenarına iniyoruz. Burada yine rahat duramayarak fotoğraf avına başlıyoruz. 

Göl kıyısından yürümeye devam ederken bir parka ulaşıyoruz. Parkta otları biçmekte olan genç bir çift ile koyu sohbete dalıyoruz. Dünyanın en fakir ama neredeyse en mutlu insanlarından olan Nepalliler çok cana yakın insanlar. Sohbetin hemen ardından bizleri evlerine yemeğe davet ediyorlar. Kendilerine teşekkür ederek yolumuza devam ediyoruz. 

Nepalli Genç Kadın 
Nepalli Genç Erkek



















Gölde suya atlayan ve yüzen çocukları, gölün ortasındaki Fish Tail Loge tesisine ipe bağlı dubalarla geçenler, balık tutanlar, kayıkla gezinen turistleri ve parkta uçuşan eşsiz güzellikteki kelebekleri ile ilk defa bu kadar yakından gördüğüm peygamber devesini merakla ve ilgiyle izliyorum.

Kelebek
Peygamber devesi




















Daha sonra şehir merkezine geri dönerek bir Alman Kafeteryasında güzel bir kahvesi içiyor, oturduğumuz yerden gelip geçmekte olan rengarenk otobüslere binmeye çalışanları, yollardaki inekleri ve insanların koşturmalarından seyrediyoruz. Dinlendikten sonra Barahi Tapınağına giden kayıkların kalktığı iskelede kurulmuş kalabalık pazarın içine giriyoruz. Renk cümbüşün yaşandığı yerde inanılmaz güzellikte fotoğraflar çıkıyor. İskelede balon satan çocuk, pazarda takı satan Tibetli kadın ve göl kenarında merakla ne yapıyorsunuz diye yanımıza sokulan küçük Pokara güzeli bunlardan sadece bir kaçı.

Tibetli Kadın Satıcı
Baloncu Çocuk

Pokara Prensesi

Öğle sıcağında artık yorulduğumuz fark ederek dinlenmek üzere otele doğru geri dönüyoruz. Bu arada göle yakın bir noktada motosiklet kiralayan kişilerle konuşup fiyatları öğreniyoruz. Tüm gün motosiklet kirası 3000 RS, 500 RS’de benzin masrafı tutuyor Motosikleti günlük kiralaya bildiğiniz gibi, sürmeyi bilmiyorsanız şoförü ile de kiralamanız mümkün. Fiyatlar ise oldukça cazip. Otelde biraz dinlenip, üstümüzü değiştirdikten sonra grubumuz ile bu bilgiyi paylaşıyoruz. Motosikletlerimizi kiralayarak öğleden sonrayı otelimize göre gölün daha kuzeyindeki köylerde gezerek geçirmeye karar veriyoruz. Motora alışık cesaretli Osman Hoca hemen motoruna atlıyor, biz de peşinden takibe başlıyoruz... 
Osman Hoca Fewa Gölünde Motorsiklet Turunda
Çocukluğumdan beri bir türlü bisiklet binmeyi öğrenememiş olan ben, bu defa motordan başta biraz korksam da motora çabucak alışıyorum. Köylerde çeltik tarlalarında çalışan kadınları, sap kurutmak için yapılmış ilginç kubbeli kulübeleri, Nepal’e özgü oldukça yüksek kurulan ahşaptan salıncakları ve burada sallanan çocukları izliyoruz... Hatta ben salıncağa binmeyi bile deniyorum. 


Nepal'e Özgü Salıncaklar
Gezimiz sırasında yamaç paraşütü ile göl kıyısına iniş yapanları hayretle izliyoruz. Buraya yakın bir noktadaki karavan kampı ilgimizi çekiyor. Kamp yapanların çoğu bohem hayat tarzını benimsemiş Avrupalılar. Daha sonra Ayşe ile göl kıyısına iple bağlı bir dubaya biniyor kısa bir göl turu yapıyoruz. 


Fewa Gölünde Duba ile Ulaşım
Üç saate yakın motosiklet turumuzun dönüş yolunda bir köy kahvesinde oturup soluklanıyoruz. Bu arada dünya tatlısı bir bebekle de çok hoş dakikalar geçiriyorum.

Tibetli Bebekle :)
Pokara’ya dönünce motosikletleri yerine teslim ediyor ve otele dönüyoruz. Arkasından bir gün önce göl kenarında bulduğumuz restoranda Fewa gölünden yakalanan balık ve patates kızartması ile cennet Pokara’ya tekrar gelebilmek umuduyla vedalaşıyoruz...


Özlem ŞENOL
20.12.2016 



12 Aralık 2016 Pazartesi

NEPAL GÜNCESİ IV. BÖLÜM ( "Dünyadaki Cennet-POKARA")


08-21 Ekim 2013 tarihleri arasında Nepal seyahatim sırasında, Nepal’in ikinci büyük şehri olan ve Katmandu'nun 200 km. batısında yer alan "Dünyadaki Cennet" olarak isimlendirilen Pokara şehri izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.  

16 Ekim 2013 Çarşamba      Chitwan-Pokara Yolu
Chitwan'dan Pokara’ya gitmek üzere sabah 08:00'de yola çıkıyoruz. Hava hala yağışlı ve Chitwan’a gelirken karşılaştığımız kötü yol şartları Pokara’ya kadar devam ediyor. Yolda Seti nehri kenarında bir kahve molası veriyoruz. Burada nehri sisler altında görüntülüyoruz. Bu nehirde rafting yapmak ne keyifli olur diye düşünüyorum. Bu arada başka bir Türk grubuyla da karşılaşıp kısa bir sohbet ediyoruz. Yolumuz molalarla birlikte 6-7 saat kadar sürüyor ve saat 15:00 gibi Pokara’ya ulaşıyoruz.

Pokara Yolu Seti Nehri Kıyısında
Pokhara Vadisi’nin kuzeyinde bulunan bu doğa harikası şehrin sınırları, Seti Nehri’nin oluşturduğu kanyonların yer aldığı Seti Gandaki Vadisi’ne kadar uzanıyor. Şehir Nepal’in ikinci büyük gölü olan 5,32 km2 alan kaplayan Fewa Gölü çevresinde yayılmış.

Annapurna Sıradağları şehre sadece 30 km uzaklıkta. Annapurna sıradağlarının Pokara’ya çok yakın olmasına rağmen iklim oldukça ılıman. Himalayalara belli başlı tırmanış rotaları ve Annapurna Ana Kampına çıkış için başlangıç noktası Pokara’dan. Dağlara düzenlenen trekking programları alternatifli olarak 3-22 gün arasında değişiyor. Sırf bu yüzden her yıl binlerce turist Pokhara’ya geliyor. Araçla ulaşımı olmayan dağ köylerinde evler devlet desteğiyle pansiyona dönüştürülmüş ve burada kalınabiliyor.

Çin ve Hindistan arasında ticaret yolunun üzerinde yer alan Pokhara, 1768 yılında Nepal topraklarına katılmış. Nepal’deki tüm prenslikleri tek bir krallık altında toplayan Prithvi Narayan Şah sayesinde Pokara bu tarihten sonra Hindistan, Kathmandu, Tibet, Çin arasında çok önemli bir ticaret merkezi haline gelmiş. 18. yüzyılda Bhaktapur’dan göç eden Nevalar, bu şehri ana ticaret merkezi haline getirmişlerdir ve Fewa gölünün ortasındaki Barahi Tapınağı’nı inşa etmişler. 1950 yılında Çin’in Tibet’i istilasından dolayı Nepal’e 1959 ve 1962 yıllarında 3.000.000 Tibetli göç ederek Nepal’de oluşturulan kamplarda kalmışlar. Bu kamplardan dördü de Pokhara’da yapılmış ve çoğu Tibetli bu şekilde Pokara’ya yerleşmiş. İnşa edilen Budist manastırlarıyla, Tibet mimarisiyle şehrin kültürü daha da zenginleşmiş. Bu zenginliğe rağmen, 1960 yılının sonuna kadar şehre araçla ulaşım imkânı yokmuş. Ulaşım sadece yürüyerek veya hayvanlarla sağlanıyormuş. 1968 yılında yapılan ilk araç yoluyla şehir büyük oranda turist çekmeye başlamış. Gölde ise ulaşım sadece rengarenk boyalı teknelerle sağlanıyor.

Fewa Gölünde Kayıklar
Gün içerisinde renkli teknelerin görüntüsü ve Annapurna Sıradağlarının göle yansıması inanılmaz manzaralara sahne oluyor. Gölün etrafındaki turistik otellerde konaklayarak, göl kenarındaki restoran ve kafelerde keyifli zaman geçirmek mümkün. Ayrıca mağazalardan Neva ve Tibet tarzı ürünler alabilirsiniz.

Pokara’nın merkezinde yer alan Snowland adındaki otelimize yerleşiyoruz. Hava sıcak ancak hala yağmurlu. Eşyalarımızı odamıza bırakıp yağmurluklarımızı alarak kısa bir şehir turu yapmak üzere dışarı çıkıyoruz.

Pokara'da İlk Dakikalarımız
İlk işimiz hafif yağmur altında otelimize çok yakın bir bölgede, göl kenarında yer alan kartpostal tadındaki kayıkları görüntülemek oluyor. Biraz daha yağmur altında gezdikten sonra bir kafeteryada oturup akşam yemeğimizi yiyor ve yarın havanın güzel olması dileğiyle dinlemeye çekiliyoruz.

17 Ekim 2013 Perşembe
Sabah otelimizde klasik Nepal usulü patatesli kahvaltımızı yaptıktan sonra aracımız ile Pokhara Havaalanı’nın 2 km. güneybatısında Kaski bölgesinde yer alan Seti River Gorge ve Devi’nin Şelalesi’ne doğru yola çıkıyoruz.

İlk durağımız Seti River Gorge. Burası Seti Barajına giden suyun tünele alınarak havuzların oluşturulduğu nokta. Buraya girmek için 25 RS ücret ödüyoruz. 


Seti River Gorge
Havuzların işletmesini bir aile üstlenmiş. Biletleri kesen bey, burayı ziyaret eden turistlerden ülkelerinin yerel paralarını toplayarak bir koleksiyon oluşturmuş. Bize nereli olduğumuz soruyor. Türk olduğumuzu söyleyince koleksiyonunda bulunan 10 Türk Lirası ile birlikte bizimle bir hatıra fotoğrafı çektiriyor. Bizde başka bir paramızla koleksiyonuna katkıda bulunuyoruz.
Seti River Gorge İşletmecisiyle
Seti Gorge’nin kapısında ufak bir çarşıyı ve tapınağı da geziyor, tapınaktan manzarayı fotoğraflayarak Devi Şelalesine geçiyoruz.

Tapınaktan Şehir Manzarası ve Himalayalar
Devi Şelalesi, Pokara’nın en ünlü şelalesi. Şehir merkezinin 2 km. güney batısında yer almakta. Şelale yazın ve yağışlı dönemlerde gerçek formunu ulaşıyor, sıçrayan ve fışkıran sular kayaların içerisinden kendisine yol açıyor. Giriş ücreti 20 RS.

Pokara Devi Şelalesi
31 Temmuz 1961 tarihinde İsveçli Bayan Devis, eşiyle birlikte şelalenin birkaç metre ötesinde banyo yaparken ayağının kayması sonucunda burada boğularak ölüyor. Bayan Davis’in cesedi üç gün sonunda şelaleden çok zor şartlarda çıkartılabildiği için şelale o günden bu yana “Devi Şelalesi” olarak adlandırılmakta. Yerel adıyla “Patale Chhango” yani yeraltı şelalesi olarak adlandırılan şelalenin adının Devi’nin Şelalesi olmasını ölen bayanın babası da çok arzuluyor. 500 m. uzunluğundaki şelale, yaklaşık 30.50 m. derinliğindedir. Şelale Haziran-Eylül ayları arasında görülmeye değer. Şelale bölgesine giriş ücreti 20 Rupi. Şelalenin hemen yakınında bahçe içinde birde ufak tapınak bulunuyor.

Pokara Devi Şelalesi Tapınağında
Daha sonra Devi şelalesinin kapısının yer aldığı yolun tam karşı tarafında “Gupteshwor Gupha” adıyla bilinen mağaraya gidiyoruz. Mağaraya giriş ücreti 100 RS. Mağara, kireçtaşı birikimlerinden oluşmuş farklı doğal yapısı ile ünlü. Güney Asya’nın en muhteşem ve geniş mağarası olarak tanımlanıyor. Mağaraya çevresi kırmızı tuğlalarla örülü dönerek inilen merdivenlerden ulaşılıyor. Merdivenin kenarında betondan yapılmış olsa da çok güzel figürler yer alıyor. Hava çok sıcak ve mağaraya girdikçe nem de bir hayli artıyor. Mağaranın içi de oldukça kalabalık ve nefes almakta zorlandığım için sonuna kadar inemiyorum.

Pokara-Gupteshwor Gupha Mağarası
Pokara-Gupteshwor Gupha Mağarası



















Mağaradan çıktıktan sonra aracımıza binerek bu defa dokuma Nepal halı ve kilimlerinin üretildiği bir atölyeyi ziyarete gidiyoruz. Atölyedeki dokuma tezgâhlarında çalışan kadınları ve kapı önünde yün eğiren bayanları seyrediyoruz. Bu kadınların kullandıkları yün, "Yak" adı verilen, Himalaya, Tibet ve Moğolistan'da yaygın şekilde yaşayan uzun tüylü Tibet Sığırlarının yünleri.  

Pokara Halı-Kilim Atölyesinde
Pokara Halı-Kilim Atölyesinde



















Bu arada Rukiye hanımla birlikte seyahat boyunca ne kadar kilo aldığımızı yünlerin tartıldığı büyük askılı terazilerde test ediyoruz. Çok kilo almışım çokkkk J J

Pokara Halı Kilim Atölyesinde Tartılıyorum :)

Bugünün programında en son ziyaret edeceğimiz yer, Pokara’dan göl kıyısından gördüğüm, bir dağın zirvesinde parıldayan bembeyaz tapınak yani Dünya Barış Tapınağı (World Pecae Stupa). Pokara’nın Kaski bölgesinde yer alan tapınağa arabayla belli bir noktaya kadar gelinmekte, daha sonra 10 dakika kadar yürüyerek tırmanmanız gerekmekte. Ancak tapınağa ulaştığınız zaman karşılaşacağınız Fewa gölü, Annapurna dağ silsilesi ve Pokara’nın inanılmaz manzarası kesinlikle buna değiyor. 

Dünya Barış Tapınağından Pokara ve Fewa Gölü 
Pokara’daki önemli dini merkezlerden birisi olan Dünya Barış Tapınağı, bir Japon Budist tapınağı. Anıt barıştan ilham alarak, tüm ırk ve inançtan insanlara bir odak sağlamak ve dünya barışını aramak için insanları bir araya getirmek için tasarlanmış.

Japon Budist Rahibi ve Nipponzan-Myohoji Budist Organizasyonunun kurucusu Nichidatsu Fujii’nin (1885-1985) önderliğinde yapılan Barış Tapınaklarının hepsi olmasa da büyük bir kısmı, II. Dünya Savaşı süresince inşa edilmiş.

Fujii 1931 yılında Mahatma Gandhi ile yaptığı görüşmeden etkilenerek hayatını şiddet içermeyecek bir şekilde yaşamaya adamış. 1947 yılında Barış Tapınaklarının dünya barışını yayması (shrines to World pecae) için inşasına başlanmış. II. Dünya Savaşı sonunda 150.000 fazla sivil insanın atom bombası yüzünden hayatını yitirdiği Hiroşima ve Nagasaki şehirleri de dahil olmak üzere Japon şehirlerinde barış sembolü olarak inşa edilmeye başlanmıştır. 2000 yılına kadar dünyada Avrupa, Asya ve ABD’de olmak üzere toplam 80 adet tapınak inşa edilmiş.

Pokara Dünya Barış Tapınağında
Pokara’daki Barış Tapınağı Japon Nipponzan Myohoji organizasyonundan Budist rahipler tarafından inşa edilmiş. Yüksekliği 35.05 m., çevresi ise 104,85 m. Tapınağın önünde Buda’nın Japonya’da yapılan dev bir heykeli, batısında Buda’nın Sri Lanka’dan gönderilen meditasyon duruşundaki heykeli, kuzeyinde Tayland’dan gönderilen 183 cm’lik bronz heykeli, güneyinde ise Siddhartha’nın Nepal’de yapılan bronz heykeli bulunmakta. Tapınağın üstündeki 6 m yükseklikteki 13 basamaklı yaldızlı kule ise 13 kainatı sembolize etmekte. Kulenin en tepesinde ise yine Sri Lanka’dan getirilen kristal bir taş bulunmakta.


Dünya Barış Tapınağı
Dünya Barış Tapınağı
Dünya Barış Tapınağı

Tapınağa çıkarken merdivenlerin önünde ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekmekte. Ayrıca tapınağın bahçesinde Barış Tapınaklarının öncüsü Nichidatsu Fujii’nin bir büstü de yer almakta.
Barış Tapınakları öncüsü Nichidatsu Fujii’nin büstü
Japon  Budist Rahibi




















Bugün oldukça yoğun bir programı tamamlayarak Pokara’ya dönüyoruz. Yağmurla geçen 3-4 günün sonunda güneş nihayet yüzünü bizlere gösteriyor ve hava ısınıyor. Artık dinlenme vakti ve göl kıyısında yer alan bir tesiste biraz soluklanıyor hep birlikte yorgunluk atıyoruz.

Pokara Fewa Gölü Kıyısında
Akşam yemeğimizi de göl kıyısında yedikten sonra otele dönüyoruz. Havanın da etkisiyle Pokara sokakları bu akşam oldukça hareketli, çarşı-pazar çok kalabalık. Gezerken caddedeki masaj salonları dikkatimizi çekiyor ve otelimizin hemen yanında yer alan salonu incelemeye gidiyoruz. Oldukça temiz ve genç kızların işlettiği salonda günlerin yorgunluğunu atmak ve kaburgalarımdaki baskıyı azaltmak üzere hafif bir masaj yaptırmaya karar veriyorum. Masaj listesini görünce ne çok masaj tipi olduğunu anlıyorum, hepsinin yanında da stres atıcı diyor. Hadi Tai Masajı yaptırayım diyorum. Masajın sonunda ise seçimimde ne büyük bir hata yaptığımı anlıyorum. Bir daha Tai Masajı mı asla J J J 

Masajın inanılmaz hafifletici !!!! etkisiyle  günü bitiriyoruz. Pokara'da ikinci günümüzde Sarangot köyünde Himalayaların bir parçası olan Annapurna dağlarının manzarası ve gün doğumuna ilişkin izlenimlerimi http://ozlemcegeziyorum.blogspot.com.tr/2016/08/nepal-guncesi-ii-bolum-dunyann-cats.html adresinde yer alan "Dünyanın Çatısı Himalayalar" yazımdan okuyabilirsiniz.... 



Özlem ŞENOL
12.12.2016

28 Kasım 2016 Pazartesi

NEPAL GÜNCESİ III. BÖLÜM (Chitwan Milli Parkı)


08-21 Ekim 2013 tarihleri arasında Nepal seyahatim sırasında, Nepal'in güneybatısında Hindistan sınırına yakın bir bölgede yer alan Chitwan bölgesinde, beni doğası ve canlıları ile büyüleyen Chitwan Milli Parkı izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.  
Chitwan Milli Parkı
13 Ekim 2013 Pazar 
Nepal'in başkenti Kathmandu'dan Chitwan’a doğru yola çıkmak üzere saat 07:00’de yola çıkıyoruz. Yolumuz 6-7 saat kadar sürecek. Katmandu’nun sabahın erken saatindeki yoğun trafiği arkasından kırsal bölgelerine doğru gidiyoruz. Yol asfalt olmasına rağmen kimi yerde çok bozuk. Yollarda rengârenk boyalı ve içi insan kaynayan şehirlerarası otobüsleri ve sağından solundan insanların sarktığı kamyonları görüyoruz. Klimasız araçlar dar ve dağlık olan yollarda hız yapamıyor, araçları sollamak da çok zor oluyor.

Nepal Klasiği Otobüsler
Ancak yol boyu manzaramız eşsiz. Yolda belli bir noktadan sonra Gandak nehrinin bir kolu bize eşlik ediyor. Bu nehir daha sonra Nepal’i geçip Hindistan sınırına girince Ganj nehri ile birleşiyor. Nehirle karşılaştığımız bölgede nehrin üzerine kurulmuş olan asma köprüler dikkatimiz çekiyor. Uygun bulduğumuz bir yerde aracımızı durdurarak asma köprüde fotoğraf çekmek istiyoruz. Ufak bir yerleşim alanında durduğumuz an arkadaşlarım arabadan inerek hemen köprüye koşuyoruz.

Gandak Nehri ve Asma Köprüler

Gandak Nehri ve Asma Köprüler


Arkadaşlarım köprüde fotoğraf çekimine devam ederken bende yolun kenarındaki evlerde yaşayan kadınları, ortalıkta koşuşan çocukları ve ufak keçileri inceliyorum. Kadınlar temizlik derdinde, çocuklar oyun peşinde. Bu arada ortalıkta koşuşan çıplak bir erkek çocuğunun peşine düşüyorum. Çocuk o kadar tatlı ki elinde bir elma bana cennetten kovulan Adem’i çağrıştırıyor. Her şey bir elmayla başlamamış mıydı diyorum JJJ

Chitwan'da Kadın Olmak


Chitwanda Çocuk Olmak


Çok kısa diye verdiğimiz molada bir saatten fazla zaman harcıyoruz ama kesinlikle değiyor. Bu arada hava sıcak ancak nemli ve kapalı bir hava hakim. Chitwan’a ulaştığımızda saat 15:00 oluyor.

Katmandu’daki iptidai otelimizden sonra Maruni Sancturay Kathmandu Guesthouse adında o kadar güzel bir otele yerleşiyoruz ki anlatamam. Yeşil devasa ağaçlar arasında yerden yaklaşık 50 cm. yüksekte kurulmuş ahşaptan kulübeler. Odaların içi de bir harika.

Maruni Sancturay Kathmandu Guesthouse

Maruni Sancturay Kathmandu Guesthouse
Odalarımıza yerleşip bir saat kadar dinlenip kahvelerimiz içtikten sonra otelin hemen yakınındaki köye doğru kısa bir gezinti yapıyoruz. Hava oldukça nemli ve ara ara yağmur yağıyor. Köylerin insanları, Katmandu’ya göre daha da cana yakın. Evlerin önünden geçerken herkesle selamlaşarak “Namaste” diyoruz. Namaste, Nepal’de sihirli ve adeta joker bir sözcük. Açmadığı kapı yok. Merhaba, benden sana zarar gelmez anlamında da kullanılan sözcük, Hindistan'da saygıyla eğilerek verilen selam şeklinin adı. Nepal’de de aynı amaç için kullanılan Sanskritçe kökenli sözcük "içimdeki tanrı içindeki tanrıyı selamlar" demek. Köyde özellikle kadın ve çocuklar bizimle yakından ilgileniyorlar. Nerdeyse topraktan yapılmış evlerinin içine kadar rahatlıkla girip görüntü alabiliyoruz. Topraktan yapılmış kulübelerin çatıları da saz ve saç ile örtülü, ancak köyde elektrik var. Ulaşım sorununu ise motosiklet ve bisikletlerle çözülmüş.

Chitwan'da Köy Evleri
Ufacık bahçelerinde koyun, keçi, domuz, tavuk, kaz gibi hayvanlar besliyorlar. O kadar sade bir yaşam tarzları var ki. Hayatlarını gözler önünde şeffaf yaşıyorlar. Kadınlar, çocuklar kapı önlerinde günlük yaşamlarına devam ediyorlar. Bir evin önünde yeni doğmuş bir kuzuyu görünce dayanamıyor ve hemen kucaklayıveriyorum. Grubumuzdan Mustafa da bana katılıyor. Hayvanlar adeta halkla aramızda daha kuvvetli bir sevgi köprüsü oluşturuyorlar. Çektiğimiz fotoğraf karelerini de kendileriyle paylaşınca güven ortamı hepten pekişiyor.

Chitwan'da Köy Evinde Kuzularla

Chitwan'da Köylü Kadınlarla 
Köy turumuzdan güzel anılarla ayrılarak otelimize geri dönüyor ve güzel bir akşam yemeği yiyoruz. Yağan yağmur sesinin kulübelerimizin çatısına vuran sesiyle uykuya yenik düşürüyoruz.

14 Ekim 2013 Pazartesi 
Sabah kahvaltısının ardından otelimizin bahçesinde yer alan tablodan Chitwan’da Milli Parkında yapılabilecek 16 farklı etkinlik (fil safarisi, dağ tırmanışı, vahşi hayat foto safarisi, kano safari, köy yürüyüşü, ormanda yürüyüş safarisi, kuş gözlem turu, fil besleme merkezi, Chepang Tepesine dağ yürüyüşü, ipek çiftliği turu, vahşi hayat izleme kulesine gece turu, jeep ile safari, Thabu kültürel dans şovu, göl turu vb.) inceliyoruz. Vakit kano ve fil bakım evini ziyaret için oldukça uygun. Hemen otel görevlisi ile görüşerek otel fiyatımıza dahil olan turları ayarlıyoruz. Bize katılan yerel Rajendr Dhami isimli genç rehberimizle birlikte Chitwan Milli Parkında tura başlıyoruz.

Chitwan'da Kano ile Safariye Gidişimiz
Bu arada yola çıkarken parlak renkli giysiler giymemiz konusunda rehberimiz tarafından uyarılıyoruz. Rehberimiz, konusunda oldukça ehil ve eğitim almış biri. Bize Chitwan Milli Parkı ve hayvanlar hakkında detaylı teknik bilgiler aktarıyor. Hangi bölgede ne tür hayvanları görebileceğimiz ve bu hayvanları görünce nasıl davranmamız gerektiği hakkında uyarılarda da bulunuyor.

Chitwan Milli Parkı Haritası
Chitwan Milli Parkı, Nepal’in güneyinde 932 km2’lik bir alanı kaplıyor. Terai Ovası’nın içlerinde ve Tikauli Ormanına ev sahipliği yapıyor. Rapti, Reu, Narayani Nehirleri bu bölgeden geçiyor. Park, 1973 yılında ülkenin ilk milli parkı olarak ilan edilerek safariye açılmış. Parkta 50’den fazla memeli hayvan türü, 400 kuş türü, 55 tür kara ve su hayvanı, 65 tür kelebek bulunuyor. Ayrıca yaklaşık 150 adet Bengal Kaplanı ile su aygırı, gergedan, leopar, değişik tür geyik, maymun, ayı ve antilop gibi diğer vahşi türler de yaşıyor. Parkta jip ve fil ile safari yaparak bu hayvanları görebilmek mümkün.

Gezi için kullandığımız kanolar, ahşaptan ve ince uzun. Kanoyu kullanan sürücü ve rehberle birlikte en fazla 9-10 kişilik. Hep birlikte bir kanoya biniyoruz. Başta denge sağlama açısından biraz ürksek ve korksak da yol boyunca alışıyoruz.

Chitwan Milli Parkında Kanolar 

Chitwan Milli Parkında Kano Gezisinde 


Yerel Rehberimiz 

Oldukça heyecanlanıyorum ve bir su aygırı veya timsah görebilmeyi şiddetle umut ediyorum. Nehirde bir saatten fazla süren turumuzda hava muhalefeti nedeniyle sadece bir kaç kuş türü ile tarlalarda çalışmadan dönen kadınları görebiliyoruz. Ama daha buradayız ve bu fırsatı kaçırmış değiliz. Yarın fil ile safariye çıkacağız JJ
 
Marabu Leyleği
Chitwan Milli Parkında Kuşlar
 
Chitwan Köylü Kıyları


Kano ile nehrin diğer kıyısına yanaşıyoruz. Kanomuz bizi bırakarak geri dönüyor. Biz fil bakım evini ziyaret etmek üzere yola devam ediyoruz. Burada çok sayıda fil var ve pek çocuğu tarlalardan ot taşımak için iş hayvanı olarak kullanılıyor…
 
Chitwan Milli Parkında Kanolar

Chitwan Milli Parkında Filler

Sırtı kambur, kulakları küçük bu Asya fillerinin nesli tehlike altında. Dünyada sayılarının 25-30.000 adet kaldığı tahmin ediliyor. Yabanisinin ömrü 60, evcillerinin ise 80 yıl kadar. Sadece erkeklerinde diş bulunan bu hayvanları bacaklarından yere zincirlenmiş ve dişleri kırık şekilde görmek beni oldukça üzüyor... Ama yeni doğmuş fil yavrusunun bir bakıcı tarafından beslendiğini görmek de biraz içimi rahatlatıyor. Ayrıca bir haftalık yavru çok sevimli JJ
Chitwan Milli Parkı Fil Bakım Evinde
Chitwan Milli Parkı Fil Bakım Evinde

Fil bakım evinden yürüyerek otelimize geri dönüyoruz. Chitwan el değmemiş doğası ile gerçekten çok güzel doğal alanlara sahip. Yarın havanın güzel olmasını ümit ediyoruz. Otelde çok güzel akşam yemeği ve sohbetten sonra odalarımızın tadını çıkarmak üzere dağılıyoruz…

15 Ekim 2013 Salı     Fil Safarisi 
Güne yağmur ile başlıyoruz ancak programımızda herhangi bir değişiklik yok, fil safarisi için Baghmara Tampon Bölgesine gidiyoruz. Bu alanda fil safarisi yapabilmek için 35 dolar ücret ödemek gerekiyor. Bu alan içerisinde kamp sahaları da mevcut. Günlük giriş-çıkış yapanların gün batımından sonra bu alan içerisinde kalmaları yasak. Ormanda müzik aleti çalmak, ölen hayvanların kalıntılarının ve diğer orman ürünlerinin orman dışına çıkarılması, vahşi hayvanlara yaklaşılması ve rahatsız edilmemeleri gerektiği hususunda Milli Park ve Koruma Kanununa uyulması gerektiği hakkında uyarlılar yapılıyor.

Chitwan'da Fil Safarisinde
Fillerin bulunduğu alana doğru geliyoruz. Filin sırtına çıkabilmek için merdivenli bir platform oluşturulmuş. Buradan filin sırtına takılmış olan oturma yerlerine geçiyorsunuz. Her filde sırtında sürücüsü ile birlikte toplam 5 kişi var. Arkadaşlarımızdan bazıları filin sırtına basmak konusunda endişe yaşıyorlar. Bu arada birbirimizin fotoğrafını da çekebilmek için iki gruba ayrılıyoruz.

Fillere bindiğimiz platformun yanında da tekrar file binme riskinin şahsınıza ait olduğu, üzerinizdeki kıymetli eşyaları güvenli bir yere bırakılması, cep telefonlarının kapatılması ve sessiz olunması gerektiği ve doğaya çöp atılmaması ve vahşi hayvanların rahatsız edilmemesi konusunda hatırlatıcı bir tabela görüyorum. Ve filin sırtında ormana doğru hareket ediyoruz.

Chitwan'da Fil Safarisinde
Filimizin sürücüsünün elinde ucu sivri bir şemsiye var. Bunu hem yağmurdan korunmak amacıyla hem de file konuta vermek amacıyla kullanıyor. Ormanın içine girince yüksek ağaçlar sayesinde yağmur da kesiliyor. Ormanın derinliklerine doğru ilerledikçe ağaçların altında dinlenen, beslenen geyiklerle karşılaşıyoruz. Daha sonra önümüze ufak bir nehir çıkıyor. Filler hiç tereddüt etmeden üstleri su bitkileriyle kaplı suya giriyorlar. Suyun yüksekliğinden endişeleniyoruz ama filler yolu gayet iyi biliyorlar. Kolayca nehrin sığ olan bölümünden yürüyerek kıyıya çıkıyorlar. Adrenalin had safhada. Bu arada öndeki filin sırtındaki arkadaşlarımın fotoğrafını çekmeye çalışıyorum. Ancak filin sırtında sarsıntıdan fotoğraf çekebilmeyi becermek gerçekten zor bir iş…

Chitwan'da Fil Safarisinde
Bir yandan çevreyi incelerken bir yandan da gözüm fil sürücüsünün ayaklarına takılıyor. Sürücü filin boynunda oturuyor ve çıplak ayakları filin her iki kulağının arkasında. Aynen bir arabayı kullanırcasına filin kulak arkasında belli noktalara basarak gaz ve fren yapıyor. Bu arada istenmeyen bir hareketle karşılaştığında da filin başının ortasına elindeki metal sopanın ucuyla vuruyor. Garibim filin kafasında o nokta vurulmaktan yer yapmış gibi. Ağırlıkları 7,5-10 ton arasında değişen yetişkin bir filler insanoğlunun elindeki bir çubuğun ucuyla ancak bu kadar yönetilebilir LL

Chitwan'da Fil Safarisinde
Filin Fren Pedalı
Akabinde sürücümüz bir şov yapıyor. Fil orman içinde gezinmekten açılmış mevcut yoldan yürümeye devam ederken, sürücümüz fili doğrudan bir ağacın üstüne yönlendiriyor. Fil başta o yöne gitmek istemezken başından aldığı uyarı darbesi ile doğrudan ağaca yöneliyor bir ayak hamlesiyle ağacı yıkıyor. İstese bir insanı ayağının altında sinek gibi ezebilecek bu canlılar insanoğluna her şekilde sonsuz itaat ediyorlar. Çok ironik bir durum bence…
Chitwan'da Fiiler
Orman içinde iki saatten fazla süren fil safarimizi de bu şekilde tamamlanıyor. Fillere bindiğimiz yere geri dönüyor ve filin sırtından iniyoruz. Burada fillere yedirmek üzere muz satılıyor. Birkaç adet muz alarak filleri besliyor ve bir şekilde kendilerine teşekkür ediyoruz. Bu arada inanılmaz bir yağmur bizi yakalıyor. Yağmurun dinmesi için oldukça üzün bir süre bekledikten sonra otelimize geri dönüyoruz.

Öğleden sonra yağış devam ediyor ancak rehberimiz bize iki öneri ile geliyor. Birisi jeep ile safari diğeri ise ormanda yürüyüş. Bir anda grubumuz üçe ayrılıyor. Kimi arkadaşlarımız bu yağmurda odalarında dinlenmeyi tercih ederken, Ayşe ve Rukiye hanım jeep ile safariyi, ben ve Yasemen hanım ise ormanda yürüyüşü tercih ediyoruz.

Orman yürüyüşümüzde maalesef yağmur altında çok da verimli geçmiyor. Vahşi hayvanların ayak izlerine rastlamamıza rağmen hiç birisini göremiyoruz. En yakından şahit olduğum hayvan ise ormanda boğazıma yapışan sülük oluyor JJRehberimiz korkacağımı zannediyor sakin olmamı istiyor ancak nedense tepkisizim. Bir anda boynuma yapışan ufak sülüğü bedenimden kolayca ayırıyor.

Chitwan'da Orman Yürüyüşünde
Bu arada 100 dolar ücret karşılığında jeep ile safariye çıkan arkadaşlarımız ne yaptı, hangi hayvanları görebildiler diye de merak ediyoruz. Ormanda safariyi daha fazla uzatmadan otelimize geri dönüyoruz. Safariye giden arkadaşlarımız bizden epey sonra geliyorlar ancak Ayşe’nin ve Rukiye hanımın yüzü son derece asık. Üstü açık arabada 3-4 saat süren safari sonucunda tepeden tırnağa çok kötü ıslanmışlar. Ayrıca fotoğraf makinaları hiç kullanmamalarına ve çok dikkat etmelerine rağmen makinalar da ıslanmış. Ayşe’nin makinasını hemen kuruluyoruz, pirinç bulup içine yatıyoruz ancak makinayı kurtaramıyoruz. Seyahatin kalan kısmını cep telefonu ile idare etmek durumunda kalıyor LLL 

Chitwan'da geçirdiğimiz bu üç gün aralıksız yağmurlu havaya rağmen Chitwan Milli Parkı bende unutulmaz anılar bırakıyor. Bir gün yolum tekrar buralara düşecek olursa, çok daha uzun süre kalarak milli parkta yapılabileceğim tüm etkinliklere katılıp çevrenin tadını doyasıya yaşamayı çok isterim... Neden olmasın belki bir gün...JJJ 

Özlem ŞENOL
28.11.2016